16 Ocak 2015 Cuma

9. SINIFLARIN EVP KAPSAMINDAKİ KOMPOZİSYONLARI

YILDIZ BALTACI


                                                  ADALET

Adalet haklarımızın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun ayrıt edilmesini sağlar. İnsanlar eski çağlardan beri adalet alanıyla ilgilenmişlerdir. Adalet kimseyi kimseden üstün. Tutmaz herkese eşit davranır bu yüzden insanların yüzyıllardır güvendiği bir alandır. Adalet kavramı temelde hukuk kurallarına uygunluğu içerir. Adalet insanların toplum içindeki davranışlarına da yön veririr. Aynı zamanda ahlak ve din kurallarını da içerir. Kutsal kitaplarda da adaletli olmaya ve yöneticilerin düzgün karar vermelerine yönelik metinler vardır. En eskilerden beri hukuk düzeniyle adalet pek örtüşmez. Hukuk her zaman için adaleti takip etmek zorundadır. Çünkü her şeyin en temelli adalet dir. Aynı zamanda siyasi adalet den de bahsedecek olursak bütün adalet siyasidir. Çünkü bizler fark etmeden toplumun örgütlenme biçimini yansıttır. Önemli inasanların adalete dayalı bazı sözleri vardır.


“ Adaletin olmadığı yerde ahlakta yoktur “ –Montaıgne


“ Adaletin kılıcı ile vuran kol, ne kadar zayıf olursa olsun gene kuvettlidir”-John Webster


“ Adalet önce devletden gelir” –Aristo

 
Adalet kavramı yüzyıllarca tartışılmış farklı şekillerde tanımlanmış olup filozoflar konu hakkında değişik fikirler ileri sürmüşlerdir. İlk tanım olarak adalet insanların nasıl karşısındaki insana davranacağını belirtir. İslam`da adalet kavramı Arapça bir kelime olan “adi” kökünden türemiş olmaktadır. Adalet zulmün karşıtı bir kelime olarak çoğunlukla hak ile eş anlamlı bulunmaktadır. Adalet düzenli ve dengeli davranma her şeyin ve herkesin hakını verme, haksızlıklardan uzaklaşarak orta yolu bulma, bir şeyi yerli yerine koyma insaf ve eşitli anlamında bir terimdir. Yani istisnasız herkes adalete güvenmeli, ve ondan yararlanmalıdır, hiç imseye üstünlük ayrıcalık tanımlamalıdır.

 
 
ALEYNA NACAR
 
HERKES İÇİN EŞİT ADALET


Adalet karşısında herkes eşit haklara sahip olmalıdır.hiç kimseye iltimas tanınmamalıdır. En başta adaleti sağlayanlar  da adil ve dürüst olmalıdır. Günümüzde pek de buna uyuşmuyor adaletin eşitliğinden bahsediliyor hep, ama bazı kişi ve kurumlar  kendince yorumluyor eşitliği,kendine  uyarlıyor. oysaki böyle olmaması gerekiyor.Adalet önünde herkesi eşit hak ve hukuka sahip olması gerekir. Adaletten herkesin yararlanması ama eşit derecede yararlanması gerekirken bu eşitlik bazen bozuluyor.  Adaletin yer almadığı toplumlarda insanlar mutlu değildir ve devlete karşı güven duymazlar. Bu nedenle toplumda adaletin sağlanması için mümkün olan her şey yapılmalı ve herkese karşı adil davranılmalıdır. Adalet koşulsuz sağlanmalı ve haksızların karşısında durularak suçlular adil bir şekilde yargılanmalıdır. Adalet olmazsa insanların düzeni  hiçbir zaman sağlanamaz. Huzurun ve beraberlik için adaletin olması şart. Adaletli olmak haksızlıklra karşı gelmektir.adalet dünyanın dengesini sağlar adalet olmayan yerde haksızlıklar olur.adalet her zaman dürüst olmalıdır. Adaletsiz olmak adil olamamaktır. adaletsizlik karşısında tarafsız kalamayız. Adalet herkes tarafından kabul edilen kanundur. Adalette zengin fakir ayrımı davaranılmamalıdır. Adaletin vereceği karara herkes güvenmeli ve adaletin yolundan kimse şaşmamalıdır. hak ve hukuktan ayrılmamalıdır ve ondan her zaman yararlanılmalıdır. Adalet devletin terazisidir ve yargı adaletn temelidir.Adalet herzaman doğrulukla başlar. adalette herkesin hakkı verilmelidir kimseye üstünlük tanımlanmamalıdır.
 
ARDA DENİZ BAYTEKİN
 
                                                    ADALET
 
         Adalet, bir devletin en önemi unsurlarından biridir. Yasalar önünde belirlenmiş kurallar dahilinde herkesin suçlarının eşit olarak yargılanması ve cezalandırılmasıdır. Adalet sahibi insanlar  kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeden her şartta gerçekleri söyleyen ve yapan kimselerdir.
        Adalet bir ülkeyi ayakta tutan en önemi etkenlerden bir tanesidir. Tabii ki adalet diyince ilk akla gelenlerden birisi devletin halkı üzerindeki tutumuyla ilgilidir. Adaletin yer almadığı toplumlarda insanlar mutlu değildir ve devlete karşı güven duymazlar, adaletin olmadığı toplumlar genellikle dünya ülkeleri arasında geri kalmış olan ülkelerdir, devlet olarak adaleti sağlayamazsanız insanlar kendi adaletini kendi eliyle sağlama yolunu tercih eder. Bu da toplumsal huzuru ve barışı tehdit eden en önemli unsur olur ama adaletin olduğu toplumlarda halk mutlu olur. Devlet yönetiminde söz sahibi kişilerin adaletli olması gerekmektedir. Adaletli yöneticiler ve adaletin işlediği kurumlar toplum düzenin düzgün şekilde sürüp gitmesini sağlar. Adalet koşulsuz sağlanmalı ve haksızlıkların karşısında durularak suçlular adil bir şekilde yargılanmalıdır.
        Haksız yere yargılanmış ve cezalandırılmış insanlar toplum için bir yaradır. Bunun yanında suçlu olduğu halde rahatlıkla hayatına devam eden insanlar da olmaktadır ama adalet, suçsuz insanların cezalandırılmaması, suçlu insanların ise ellerini kollarını sallayarak sokaklarda dolaşmaması demektir. Adalet, elimizi vicdanımıza koyduğumuzda vicdanımızın sızlamamasıdır. Adalet, hukukun ve yasaların işe yaraması için en çok gerekli olan unsurdur. Bu nedenle her zaman adaletin yanında bulunmak, adaletin yanından ayrılmamak gerekmektedir.
 
 
ATA BARKIN AKPARLAK
 
ADALETİ OLMAYAN BİR TOPLUM AYAKTA KALAMAZ
 
       Adalet yaşadığımız toplumun temel bir parçasıdır. Adaletin olduğu yerde toplum huzurludur. Adalet olmadığı yerde ise düzen biter anarşi başlar. Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Adalet bizi ve her hangi birini eleştirmezsizin (  zengin, fakir vb.  ) bizi aynı kefeye koyar, eşit haklar doğrultusunda yargılar.
      Adalet toplumsal bir haktır, kim senin elinden alınamaz. Bulunduğumuz ortamda adalet güçlü olmalıdır ki sosyal yaşam dengeli ve düzenli devam edebilsin. Hakkımızı mahkeme gibi haksızlığın olmadığı herkese eşit çerçeveden bakıldığı yerlerde aramalıyız. Yine de toplum içinde Haksız yere yargılanmış ve cezalandırılmış çok insan var ve ne yazık ki gün geçtikçe bu sayı artıyor. Bundan dolayı haksızlığın önüne geçmeliyiz yapılan haksızlıkta sesimizi yükseltmeliyiz. Toplum hayatında haksızlığa gelmemek için her zaman kendimizi savunmalıyız ve kimseye hakkımızı yedirtmemeliyiz. Yine de toplum içinde ister istemez haksızlığa geliyoruz ve bizde haksızlık yapıyoruz. Mesela bir kantin sırasında veya bir bilet gişesinde. Tabi ki bunların önüne geçemeyiz ama yine de gerektikçe dikkat etmeliyiz. Adaletin bir diğer anlamı da vicdan özgürlüğüdür. Adalet elimizi vicdanımıza koyduğumuzda vicdanımızın sızlamasıdır. Hak yememiş insan vicdanen de rahattır fakat hak yemiş insan vicdanen kötü durumda hayıflanır. Ama öyle bir dönemdeyiz ki hak yiyen insan hak yemeyenlerden daha rahat bir şekilde yatıyor.
       Adalet kavramı, biz bu dünyada herkes eşit bir şekilde yaşasın diye var. Bu kavramı es geçmeyip hakkımızı savunmalıyız ki gelecekte haksızlığa düşmeyelim.
BAŞAK YÜKSEK
 
                         Adalet
    “İstisnasız herkes adalete güvenmeli,ondan yararlanmalıdır.Hiç kimseye üstünlük,ayrıcalık tanınmamalıdır.’’Sözü adaletin üstünlüğünden ve eşitlikten bahsediyor.
   Adalet bi ülkenin,insanlığın temelidir.Yaşadığımız sürece adaletli olmalı ve adalete sığınmalıyız.Haksızlıklara göz yummamalıyız.Kimsenin hakkını yememeliyiz ve ayrımcılık yapmamalıyız.Kadın erkek eşitliğini desteklemeliyiz.Sadce kadın erkek değil zengin,fakir,genç,yaşlı,siyah,beyaz,müslüman,hristiyan gözetmeksizin herkese saygı duymalı ve eşit davranmalıyız.Zaten Türkiye Cumhuriyeti adalet üzerine kurulmuş bir ülkedir.
   Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de adalet  ile ilgili  bir konuşma yapmıştır:
Efendiler! Hükümet memlekette yasayı hakim kılmak ve adaleti dağıtmakla yükümlüdür. Bu açıdan adalet işi çok önemlidir. Adliye siyasetimizde izlenecek yol, adaleti, halkı yormadan, süratle, uygun ve emniyetli bir şekilde dağıtmalıdır. Toplumumuzun dünyayla teması doğal ve zorunludur; o nedenle de adalet seviyemizi tüm uygar toplumların adaletleri seviyesine çıkarmak zorundayız… Çağdaş gelişme milletlerin uygar ihtiyaçlarını genişletir, artırır ve bu ihtiyaçlara uygun uygar hakların var olmasını gerektirir.

Her devletin, toplumunun uygarlık seviyesine uygun bir hukuk mevzuatı vardır. Tüm uygar devletlerin medeni kanunları birbirlerine çok yakındır. Bizim milletimiz ve hükümetimiz adalet düşüncesi zihniyeti bakımından hiçbir uygar toplumdan geri değildir. Hatta bu noktada daha ileride olduğumuza tarih tanıklık edebilir. Bu yüzden bizim hukuk mevzuatımızın da tüm uygar devletlerin yasal düzenlemesinden eksik olması kabul edilemez. Hedeflediğimiz tam bağımsızlık kavramı içinde adalet bağımsızlığımızın da yer alması doğaldır.
 
 
BATUHAN ARSLAN
 
 Adalet haksızlık yapmamak, başkalarına karşı saygılı olmak gibi anlamlara gelir. Adalet sahibi insanlar  kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeden her şartta gerçekleri söyleyen ve yapan kimselerdir.Her insan himayesi ya da emri altındaki insanlara haksızlık yapmadan adalet ile davranmak zorundadır. Tabiî ki adalet diyince ilk akla gelenlerden birisi devletin halkı üzerindeki tutumuyla ilgilidir. Belki de en önemli olanlarından biri de budur. Çünkü bir ülkenin içerisinde ayrım kileri çeşitli şekillerde isimlendirip buna göre farklı muamele göstermek adalet anlayışındaki bozukluğu gösterir. Adaletin yer almadığı toplumlarda insanlar mutlu değildir ve devlete karşı güven duymazlar. Güven duygusu olmayan toplumlarda ise huzur hakim olamaz ve gelişmiş bir toplum ortaya çıkamaz. Bu nedenle bir devletin yönetiminde adalet oldukça önemlidir. Devlet yönetiminde söz sahibi kişilerin adaletli olması gerekmektedir. Adalet koşulsuz sağlanmalı ve haksızlıkların karşısında durularak suçlular adil bir şekilde yargılanmalıdır.Haksız yere yargılanmış ve cezalandırılmış insanlar toplum için bir yaradır. Bunun yanında suçlu olduğu halde rahatlıkla hayatına devam eden insanlar da olmaktadır. Bu insanların vicdanına dokunur ve mutluluğunu bozar. Bu nedenle toplumda adaletin sağlanması için mümkün olan her şey yapılmalı ve herkese karşı adil davranılmalıdır. Adalet olmayan bir toplumda eşitlik yoktur. Eğer adalet olmazsa bir olay karşısında gerçek suçlular cezalandırılamaz ve herkesin hakkı yenmiş olur. Böylece eşitsizlik ortaya çıkar ve bu durum huzursuzluğu getirir. Kavga ve kargaşadan uzak bir toplumda mutlaka adalet sistemi yerine oturmuştur.Toplumun temel yapı taşlarından olan adalet sayesinde zengin ve fakirler aynı haklara sahip olabilmektedir. Hiçbirinin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Böylece uyum içinde yaşanabilir. Huzur ve güvenin teminatı o ülkedeki adalettir.
 
 
ÇAĞATAY ERDEM BİLGİNER
                            ADALET
             Adalet, insanların kim olduğunu düşünmeden ona saygı duymaktır. Adalet, insanları farklı kefelere koyup eşit bakmak değil, herkesi aynı kefede eşit saymaktır aynı zamanda adalet eşitlik demektir. Adalet olmayan bir devlette her zaman sorunlar çıkar. Güçlü, güçsüz ayırt etmeden herkese eşit davranılmalıdır. Güçsüze uygun işler verilmelidir. Kimse yardım isteyecek kadar zorlanmamalıdır. Japonya da geliri 1 milyon üstünde olan 19 kişi varken Türkiye de bu sayı 21 kişidir. Kısacası gelir dağılımı fazlasıyla adaletsizdir.  Ancak yoksulluk oranına bakılırsa gelir uçurumunun en çok bizde olduğu görülmektedir.  Sistem fakirden aldığı paraları zengin kişilere verdiği sürecede bu uçurum asla kapanmaz.
             Kadına vuran caniler, döverek adam öldüren katiller ve kızı yaşındakilere tecavüz edenler serbestken adaletten söz edemeyiz. Normal bir ülkede bu suçları işleyen bir devlet başkanı bile olsa cezasız kalmaz. Fakat Türkiyede adalet anlayışı Erdal Eren'in yaşının büyülterek asılması ile Ogün Samast'ın yaşının küçültülüp çocuk mahkemesinde yargılanması paralelinde gidip gelir. Türkiye öyle bir ülkeki aydınlardan zindanlar doldurulur, haklı olanlar haksız yerine koyulur. Bütün Dünya'da suç işlediğiniz kanıtlanana kadar masum kabul edilirsiniz fakat söz konusu Türkiye olunca masumluğunuz kanıtlanana kadar suçlu kabul edilirsiniz. Adalet güce tapar. Hiçbir zaman masumun, mazlumun, güçsüzün lehine işlememiştir. Sonuçta ekmek çalan çocuğa 10 yıl hapis verenle tecavüzcüyü serbest bırakanda aynı sistem.
            Adalet özgür düşünce demektir. Eğer biz aklımıza gelen fikirleri veya düşünceleri kimseyi kötü duruma sokmadan kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadan söyleyebiliyorsak adalet vardır. Fakirler yardım dilenmek durumunda kaldığı sürece ve güçsüzler güçlülerin hatalarına ses çıkaramadığı sürece adalet olamaz.
 
DENİZ AKÇA
 
OBJEKTİF BAKIŞ
        Adalet, haklı ile haksızın gözetilmesi ve ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Filozoflar eski çağlardan beri adaletin tartışılan ve gerçekleşmesi için birçok fikir ortaya atmışlardır. Adalet toplumu düzenleyen hukukun temel ilkesidir. Adaletin gerçekleşmesi için hukukçulara bu kavramı vermek gereklidir. Adalet bir ülkenin temelini oluşturan kavramdır. Adaletin gerçekleşmesi için eşitlik çok önemlidir. Eğer bir ülkede suçlu hakkıyla cezalandırılmıyorsa, adalete güvenmemek ve huzursuzluk başlar. Huzursuzluk başlarsa bireylerin huzurlu bir şekilde yaşamaları mümkün değildir. Bu durumda toplumu yöneten, yöneticilerin sahip olması gereken en önemli özellik adalettir. Adalet bir kılıç gibi olmalıdır. Haksızlıkların karşısında bütün suçluları hakkıyla cezalandırmak gerekir. Ayrıca eşitlik, adalet demek değildir. Çoğu zaman adalet ile eşitliğin karıştırıldığını görüyoruz. Oysa eşitlik iki şeyin denk olması demektir. Adalet ise haklı olan bireylere haklarının verilmesi ve haksız olan bireylerin cezalandırılması ile tarif edilebilir. Fakat haksız yere cezalandırılan bir insan, toplumun en büyük acısıdır. Aynı zamanda suçlu olup elini kolunu sallayarak, sokakta rahatça gezen kişiler de toplumun vicdanını sızlatır. Bu sebeple adaletin sağlanması için mücadele edilmeli ve bireysel hayatımızda da hiçbir zaman adaletten uzak durmamalıyız. Ayrıca eşitlik kavramı, herkese eşit davranmak adalet için yeterli değildir. Ancak bir hukuk düzeni güçsüzleri koruduğu ölçüde adaletli olabilir. Örneğin sınava giren tüm öğrencilere aynı notun verilmesi eşitlik ama adalet değildir. Asıl olan herkese aynı notu vermek değil, herkesin cevaplarına objektif olarak ve adaletli şekilde değerlendirmektir. Aksi takdirde sınav yapmanın anlamı kalmaz. Herkese aynı notun verilmesi gerektiğini (eşitlik) kabul edersek, çalışan yani emek veren öğrenci ile tembellik yapan öğrenci arasındaki adaleti sarsmış oluruz.
 
DOĞUKAN KESTİROĞLU
                                                      ADALET
 
Adalet, var olmanın temel ilkesidir. Varlığımızı sürdürmek istiyorsak, adalete inanmak ve onu her kademede tartışmasız uygulamak mecburiyetindeyiz. Bugün ülkemizde yaşayan sokaktaki herhangi bir vatandaşa ülke adaleti ile ilgili bir soru sorun, ‘ülkemizdeki adalete inanıyor musunuz’, diye. Alacağınız cevabı  tahmin etmişsinizdir.
Yazılı ve görsel basında sürekli olarak yargı ve adalet sistemimiz konuşuluyor, tartışılıyor. Modern ve çağdaş toplumlarda ,  adalet sistemi tartışılmaz. Adalet sağlanır ve uygulanır. Herkes adalete güvenir. Adalete duyulan güven insanları rahatlatır. Aksi durum bütün insanları çıkmaza sürükler. Adalete güvenin zedelendiği toplumlarda kopmalar ve bunalımlar başlar. Bu kopma ve bunalımların telafisi zor, hemen hemen imkansızdır.        
Son dönemlerde ülkemizdeki yargı sistemi çok konuşulur ve tartışılır hale getirilmiştir. Tartışılması gereken birçok kararlar alınmıştır. Alınan bu tartışmalı kararlar toplumun vicdanında rahatsızlıklar yaratmıştır. Bunlar olmamalı. Yürütmenin en önemli görevi halkın adalete güvenmesini sağlamaktır. Bu görev öyle güçlü sağlanmalıdır ki ülkede bir kişi dahi adalete güvenini kaybetmemelidir. 
Adalete her alanda güvenin sağlanması için, konusunda uzman kişilerce bilimsel verilere dayalı bir çalışmaya başlanması faydalı olacak. Unutulmamalıdır ki, adalet bir gün herkese lazım olur. Kişinin yaşamında en önemli duygu, güven duygusudur. Çocukluğunda yeterli güveni çeşitli nedenlerle bulamayanlar, ileriki yaşamında bunun acı ve eksikliğini hep yaşayacaklardır. 
Erginlik döneminde bulunduğu çevreye, okuluna, işyerine ve devletine güvenmek ister kişi. Başı sıkıştığında gidebileceği bir doktor ya da haksızlığa uğradığında hakkını geri verecek bir mahkeme bulabilmek, ona güven ve umut verir. Unutulmamalıdır ki, güven duygusu korkuyla değil, sevgiyle beslenir. 
Kendisine ve diğerlerine güvensizliğin olduğu bir toplumun pek de sağlıklı olduğu söylenemez. Böyle bir toplum adaletli de olamaz. Hukukun üstünlüğü belli bir zümrenin üstünlüğü anlamına gelmez. Hukuk bir öç alma vasıtası da değildir. Hukuk; adaleti ve güveni sağlamaya çalışır. Bunu yaparken kişinin, düzenin, devletin yararları arasında bir denge bulmaya çalışılır. 
Ve hic kimseye üstünlük tanınmamalıdır.Çünki bütün insanlar eşittir.
 
 
                                                                                 
 
 
 
 
 
 
 
 
                                                                                          
 
 
 
 
 
 
 
                                                                 
 
 

 

 

 

 

                                                                                                                            

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder