14 Ocak 2015 Çarşamba

9. SINIFLARIN EVP KAPSAMINDAKİ KOMPOZİSYONLARI



EZGİ ARI




                     Özgürlüğün Önemi
  Özgür yaşamaya alışmış bir canlı köleliğe alışabilir mi sence? Bence alışamaz söz konusu dâhi bile edilemez şimdi bu yazımda size bunu kanıtlayacağım.
  Özgür olmak çok kutsal bir histir bana göre. Özgür olursan nerdeyse istediğin her şeyi yapabilirsin. Örneğin: ağaca çıkmak, saatlerce koşmak vb. Sen böyle bir canlıyı alıp kölen yapmaya kalka
rsan o canlı ayak uyduramaz. Başka bir örnek olarak da size kuş ve kralın hikâyesini yazmak istiyorum. Bir gün kral ve en yakın yaveri bir doğa gezisine çıkarlar. Gezide kral çok güzel bir kuş görür. Kral o kuşa hayran kalır çünkü hayatında hiç bu kadar güzel renkleri olan ve güzel şakıyan bir kuş görmemiştir. Kral bu kuşa sahip olmak ister ve yaverine bir emir verir. Yavere kuşu yakalamasını ve kafese kapatmasını emreder. Yaver her ne kadar istemese de kuşu yakalatır ve bir kafese hapsedip krala götürür. Kral o kuşu odasının en güzel köşesine koyar. Kuşla her gün ilgilenir ama bir terslik vardır. Kuş ne eskisi gibi şen bir şekilde öter ne yemek yer ne de su içer. Kral bu durum için ülkenin en tanınmış veterinerlerini saraya çağırır. Veterinerlere neden güzel kuşum bir şey yemiyor diye sorar. Veterinerler de krala sen bu kuşu doğadan ayırdığın, özgürlüğünü elinden aldığın için ne ötüyor ne yiyor ne de içiyor. Bu durumun tek çaresi onu doğaya geri bırakmaktır diye cevap verirler. Kral bu durumu kabul etmez ve kuşu elinde tutmaya devam eder ve kuş ölür. Hikâyede demek istediğimi anlatabildim mi? Bu hikâyede kafes kuşa göre bir köleliktir ve kuş bununla yaşamaktansa yaşamamayı seçiyor.
  Kısacası eğer bir canlının özgürlüğünü alıp onu köleniz yapmanız hiç iyi sonuçlanamaz. Bir şeyi yakaladığınızda onu elinizde tutup tutmamayı iki defa düşünün bence.


SERAY TOPRAKSU


HÜR YAŞAMAYA ALIŞAN KÖLELİĞE KOLAY KOLAY ALIŞAMAZ

Hür yaşamaya alışan köleliğe kolay kolay alışamaz çok doğru bir laf. Mesela siz hep özgürsünüz hep hür yaşıyorsunuz bir anda biri size dese ki artık bağımsızlığınızı,
özgürlüğünüzü kısıtlayacaksınız herhalde bu duruma kolay kolay alışamazdınız. Gene aynı şeyleri yapmak isteyecektiniz. Buna en iyi örnek okuldur mesela. Yaklaşık üç, üç buçuk ay tatilden sonra okula ve derslere başlıyoruz. Tatilde her istediğimizi yapıyorduk örneğin geziyorduk, arkadaşlarımızla eğlenip şakalaşıyorduk… Ama şimdi o üç, üç buçuk ay tatilden sonra okul tam bir eziyet. Okula, derslere, kurallara, arkadaşlarımıza, öğretmenlere alışmak bile en az üç dört haftamızı alıyor. Ama gene biz kuralları çiğnemek istediğimizi yapmak istiyoruz. Yani anlıyoruz ki hür yaşamaya alışan köleliğe kolay kolay alışamaz. Mesela buna kitaptan bir örnek verelim. Kitabın bir bölümünde : “Karanar arada bir öfkeli öfkeli böğürüyordu. Başına buyruk olmayı seven dev bir deve idi o. Öbür develerle birlikte iki üç kere kuyudan su içmeye gelişi dışında gece gündüz bütün hafta otlakta kalırdı. Şimdi de bağlı durmayı istemiyor, koca ağzını açıp dişlerini göstererek bağır bağır bağırıyordu. Eski meseldi “ Bu örnek de bize hür yaşamaya alışan birinin kolay kolay köleliğe alışamayacağını anlatıyor. Mesela köleliğe alışmış biri hür yaşamaya rahat rahat alışabilir ama hür yaşamaya alışmış biri köleliğe kolay kolay alışamaz çünkü hür yaşarken her şeye sahibizdir yani buna şöyle diyebiliriz ki fakir biri zengin olmaya kolay bir şekilde alışabilir. Ama zengin biri fakir olamaya alışamaz çünkü her şeyini kaybetmiştir ve o sahip olduğu zenginlik artık yoktur.










BERKE BAYLAN


HÜR YAŞAMAYA ALIŞAN KÖLELİĞE KOLAY KOLAY ALIŞAMAZ





Hür yaşamaya alışan köleliğe kolay kolay alışamaz çok doğru bir laf. Mesela siz hep özgürsünüz hep hür yaşıyorsunuz bir anda biri size dese ki artık bağımsızlığınızı,
özgürlüğünüzü kısıtlayacaksınız herhalde bu duruma kolay kolay alışamazdınız. Gene aynı şeyleri yapmak isteyecektiniz. Buna en iyi örnek okuldur mesela. Yaklaşık üç, üç buçuk ay tatilden sonra okula ve derslere başlıyoruz. Tatilde her istediğimizi yapıyorduk örneğin geziyorduk, arkadaşlarımızla eğlenip şakalaşıyorduk… Ama şimdi o üç, üç buçuk ay tatilden sonra okul tam bir eziyet. Okula, derslere, kurallara, arkadaşlarımıza, öğretmenlere alışmak bile en az üç dört haftamızı alıyor. Ama gene biz kuralları çiğnemek istediğimizi yapmak istiyoruz. Yani anlıyoruz ki hür yaşamaya alışan köleliğe kolay kolay alışamaz. Mesela buna kitaptan bir örnek verelim. Kitabın bir bölümünde : “Karanar arada bir öfkeli öfkeli böğürüyordu. Başına buyruk olmayı seven dev bir deve idi o. Öbür develerle birlikte iki üç kere kuyudan su içmeye gelişi dışında gece gündüz bütün hafta otlakta kalırdı. Şimdi de bağlı durmayı istemiyor, koca ağzını açıp dişlerini göstererek bağır bağır bağırıyordu. Eski meseldi “ Bu örnek de bize hür yaşamaya alışan birinin kolay kolay köleliğe alışamayacağını anlatıyor. Mesela köleliğe alışmış biri hür yaşamaya rahat rahat alışabilir ama hür yaşamaya alışmış biri köleliğe kolay kolay alışamaz çünkü hür yaşarken her şeye sahibizdir yani buna şöyle diyebiliriz ki fakir biri zengin olmaya kolay bir şekilde alışabilir. Ama zengin biri fakir olamaya alışamaz çünkü her şeyini kaybetmiştir ve o sahip olduğu zenginlik artık yoktur.

















MELİS KIZAK


HÜR YAŞAMAYA ALIŞAN KÖLELİĞE KOLAY KOLAY
ALIŞAMAZ





Özgürlük; her hangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme ya da davranma, her hangi bir koşula bağlı olmama durumudur.





Özgür İnsan bir bireydir. Asla kul ya da köle değildir. Demokratik ve modern ülkelerde, insanlar özgür bireylerdir. İnsanların özgürlükleri ve hakları yasalarla teminat altına alınmıştır. Oysa demokrasiye geçememiş, gelişmemiş ülkelerde insanlar köle gibidir. Örneğin; bugünkü Ortadoğu ülkelerinde monarşik devlet düzeni bulunmakta olup, insanlar kendilerini yönetecek kişileri seçme hakkına sahip değildirler. Halen demokratik anlamda halkın seçtiği milletvekilleri ve başbakanı bulunmayan bu ülkeler eski Osmanlı İmparatorluğu’ndaki gibi monarşi ile yönetilmektedir. Yönetim babadan oğula geçmekte, ülkeler dini ve etnik ayrım temeline dayalı olarak yönetilmektedir. Bu ülkelerde yaşayan insanlar asla özgür değildir. Seçme – seçilme, kendini yönetecek insanı seçme hakkına sahip değildir. Oysa gelişmiş ülkelerde hukuk düzeni , insanların birey olarak özgürlüklerini teminat altına alır. Gelişmiş bir anayasal düzen, insanları daha özgür bireyler yapar. Oysa bugünkü Ortadoğu toplumlarında kadınlar oy kullanamaz, araba kullanamaz, iş yaşamında varlık gösteremezler. Örneğin; Monarşiyle yönetilen İran’da kot pantolonu giyen kadınlara devlet tarafından dayak atılmaktadır. Bu ülkede yaşayan insanlar köledir. Mahkemeler, bağımsız değildir. Monarşik bir düzende insanlar köle olmaya mahkumdurlar. Bu gün Arap ülkelerinin çoğunda, toplu sözleşme, gösteri yapma, sendikalaşma, dernek kurma gibi demokratik haklar kullanılamamaktadır.





Gelişmiş bir Avrupa ülkesindeki özgür bir bireyi Ortadoğu’daki demokrasisi gelişmemiş bir ülkede yaşamaya zorlasak kesinlikle mutsuz olur. Bu özgür bir insanı köle yapmamıza benzer. Doğa’da hür yaşamaya alışmış özgür bir kuşu, kafeste esir olarak tutmamıza benzer Gelişmiş ülkelerde, insan hakları ve demokratik haklar, insanı birey yapar. Demokrasisi gelişmemiş ülkelerde ise insanlar mutsuz birer köledir. Bu nedenle daha özgür bireyler olmamızı sağlayan, kölelik düzenine son veren Atatürk ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ne çok şey borçluyuz.





EMİRHAN ÖZENSOY

ÖZGÜR YAŞAYAN BİR İNSAN KÖLELİĞE ALIŞABİLİR Mİ ?

Özgür yaşayan bir insan köleliğe alışabilir mi?Bence hiçbir insan köleliğe alışamaz,köle olarak doğmuş bir insan bile köleliği sevmez.Gün olur asra bedel kitabında mankurt adı verilen işkence yolu ile hafızaları silinmiş köleler vardır ve onlar diğer kölelerden daha değerlidir çünkü onlar başka hiçbirşey bilmezler başka bir hayat istemezler ama eskiden özgür olan (ve bunu hatırlayan) köleler ise köleliği istemez ve kaçma fırsatı kollar boş bırakılamazlar.Buradan özgür yaşayan birinin köleliğe ya hiç ya da çok zor alışacağını anlarız.
Kimse köleliğe alışamaz,kimse özgürlüğünü kaybetmek de istemez.Bir kurt ile köpek ile ilgili bir masal vardır aç aç yemek arayan bir kurt bir köpeğe rastlar ve köpek çok güzel bir yemek yiyordur.Köpeğe onu nerden bulduğunu sorduğunda köpek sahiplerinin olduğunu ve onların kendisini beslediklerini yıkadıklarını çok iyi baktıklarını hatta kurda isterse gelip kendisi gibi yaşayabileceğini söyler.Kurt ilk başta sevinir sonra köpeğin boynundakini fark eder ve onun ne olduğunu sorar.Köpek ise bunun sadece hizmetlere karşılık sahiplerinden izinsiz bir yere gidememesi için olan bir tasma olduğunu söyler.Bunu duyan kurt özgürlüğünden vazgeçmektense aç aç dolaşmayı tercih edeceğini söyler ve oradan ayrılır.Kimse özgürlüğünü para,yemek,hizmet karşılığında vermez.







BİLGE ÖZLEM KARATAŞ






OTURAN BOĞALAR







Kızılderililerin toprakları Amerika’dır. Onlar topraklarında yıllarca özgür yaşadılar. Bir gün o topraklara soluk benizliler uğradılar. Oturan Boğalar yıllar boyunca soluk benizli insanların onları esir alma çabasına karşı koydular.







Amerika’ya akıncılar gelmeden önce başlarına taktıkları tüylerin sahipleri gibi özgürdüler, Oturan Boğalar. Oturan Boğalar’ın gökyüzleri Amerika toprakları; kanatları ise kanatları ise hiçbir şeye boyun eğmeyen cesur ve özgür yürekleriydi. Akıncıların Amerika’ya gelmesiyle gökyüzleri zapt edilmiş , kanatları ,özgürlükleri, kırılmıştı. Akıncılar onları yanlarında getirdikleri kara derili insanlar gibi köle yapmak istiyorlardı. Evet, akıncılar Oturan Boğalar’ın kanatlarını kırmışlardı; ancak kanatlarını alamamışlardı. Onlar cesurdular. Oturan Boğalar özgür ruhları ve cesur yürekleri sayesinde akıncıların delikli demirlerine ,yetersiz geldiğini bildikleri halde, okları, yayları, baltalarıyla karşı koydular. Özgürlükleri onların her şeyiydi. Direndiler, savaştılar, öldüler sayıları azaldı, ama asla karşı koymayı bırakmadılar. Şans yüreksiz soluk benizlilerden yanaydı. Yüreksizler delikli demirlerinin arkasına sığınıp onları bir ara esir aldılar ama Oturan Boğalar’dan özgür ruhlarını alamadı. Yeni kurulan Amerika’da esir gibi görünüyorlardı. Onlar birer şahin , birer kartaldı kafeste yapamazdı. Özgürlük uğruna savaştılar, öldüler ,öldürdüler. Sayıları ne kadar az olsa da bugün Oturan Boğalar yeni dünyada hâlâ var.

Özgür yaşamış, özgür olan insanlar asla köle olarak yaşayamazlar. Dünya tarihinde pek çok özgürlük savaşı örneği vardır. Kurtuluş Savaşımız da bunun en güzel örneklerindendir. Türk milleti için ne der Mehmet Akif: “ Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım \ Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım\ Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım \ Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım. “





CAHİT İLKAN SÖZER

Konu: Hür yaşamaya alışan köleliğe alışamaz. Hür yaşamak; bağımsız olmak,düşüncelerini özgürce ifade edebilmek,kimsenin kimseden üstünlüğü olmadığını bilmek,ırk ve dinden dolayı ayrım yapmamaktır.Bunlar hür yaşamanın özellikleridir .Eğer bunlardan birisi dahi eksik olursa bu yaşam hür yaşam olmaz.Bundan dolayı hür yaşamanın özellikleri ayrılmaz bir bütünlük oluşturur.



Kölelik ise ;bağımlı olmak,baskı içinde yaşamak,eşitlik denen sözcüğün olmamasıdır.Bunlarda köleliğin özelliklerindendir.Bunların birisi dahi eksik olsa kölelik bozulmaz.Köleliğin bozulması için hepsinin eksik olması lazımdır.



Hür yaşayan birisi köleliğe kolay kolay alışamaz.Mesela hür insan bir işi yapıp yapmama konusunda bağımsızdır ama köle insan bir işi yapıp yapmama konusunda bağlı olduğu kişiye veya kişilere bağlıdır.Böyle olunca hür insan bu işi hep kendi kararı sonucunda olmasını ister ama köle olduğu için kendi kararı önemli olmadığından dolayı onun fikri önemli değildir.Bu insan hür yaşamaya alışık olduğu için bunu kabullenemez ve isyan eder. Buna alışana kadar birçok fiziksel ve ruhsal istismara uğrar.Ama yinede alışması hiç ama hiç kolay olmaz.



Diğer bir örnek ise toplum içinde güçlü bir insan güçsüz bir insana karşı suç işler.Bu güçsüz insan ise hür yaşamdan köleliğe düşmüş biridir.Sonradan köle olmuş güçsüz insan hür yaşamındaki gibi mahkemenin kendisini haklı bulacağını sanır fakat köleliğe sahip bir toplumda” güçlü her zaman haklıdır”fikri sahip olduğu için mahkeme haklının güçlü olduğuna karar verir .Bu kararı duyan sonradan köle olan insan kabullenemez ama köle yaşamında bu geçerlidir.



İşte yukardaki örneklerdeki gibi hür yaşayan insanı köle hayatına koyarsanız böyle sorunlarla karşılaşınca şok olur.Böyle insanlar kolay kolay köleliğe alışamaz hatta hiç alışamaz.Hatta hür yaşamış insanlar köleliğe karşı canını ortaya koyar.Bundaki en önemli örnek biz,Türk halkı,dır.Komposizyonumu İstiklal Marşı yazarı M. Akif Ersoy’un İstiklal Marşımızda hürlük ve kölelik hakkında bahsettiği kıtayla bitiriyorum.
           
Ben ezelden beridir hür yaşadım,hür yaşarım. 

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

 
ŞEVVAL GÜLER

GÜN OLUR ASRA BEDEL



Genel haliyle, özgürlük ve hürriyet bağlı be bağımlı olmama, dış ve iç etkilerden bağımsız olma,engellenmemiş olma halini dile getirmektedir. Birey olmak özgür olmaktır.Hürriyetin kelime anlamı bağımsızlıktır.Ve bağımsız yaşayama alışanlar köleliğe kolay kolay alışamazlar. Kölelik insanların bir mal olarak nitelendirildiği toplumsal olgudur. Ve hürriyet ile taban tabana zıt bir olaydır.Çünkü hür insan kendi istediklerini doğru bir şekilde yapıyorsa; yani kimsenin haklarına,yaşamına, düşünce sistemine zarar vermeden eylemlerini gerçekleştiriyorsa köle olmayı hak etmiyordur.
       Hür yaşamaya çalışan insanların köleliği kolay kolay kabul edemeyeceğini en iyi örnek ‘’Türk Milletidir’’.Türkler anavatanları olan Orta Asya’da büyük devletler kurmuşlar. Kültürel,siyasal bazı sonuçlara ulaşmışlardır.Özellikle siyasal yapılanma bakımından Dünya’nın en büyük imparatorluklarından olan Hun ve Göktürk devletlerini kurmuşlardır.Orta Asya’da böylesine devletler ve imparatorluklar kurarak başarılar elde etmiş olan Türkler daha sonra çeşitli siyasi,iktisadi, sosyal ve kültürel sebeplerden dolayı zayıflamışlardır,düşmanlarına ve dış güçlerine karşı olan üstünlüklerini yitirmeye başlamışlardır.Bunu fırsat bilen Çinliler ve Moğollar Türkleri köleleştirmeye çalıştırmıştır.Ancak Türk Devleti




   EZGİ PINAR ÇELEN   

                                                              

ÖZGÜR RUHLAR



Hür yaşamaya alışan insan köleliğe alışamaz deriz birçoğumuz peki bunun anlamını gerçekten biliyor muyuz?Köleliğin, hürlüğün,özgürlüğün tam anlamlarını biliyor muyuz?



Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, özgür ;hürlüğün tanımıdır.Peki bu kadar mıdır gerçekten?Bence buraya eklenmesi gereken bir şey daha var ve o da hürlüğün değerinin elimizden alınmadan bilinemediği.Çünkü günlük hayatımızda farkında değiliz ancak gerçekleştirdiğimiz sıradan bir otobüse binip istediğimiz yere gitme eylemi bile hürlük olmadan gerçekleştirilemeyecek bir şey.Bunu söylüyorum çünkü gerçekten hiç birimiz bunun tam olarak farkında değiliz ve Türk milettinin hürlüğünü almak için nice şehitler verip kan döktüğünü unutuyoruz.

 Peki kölelik nedir? Kölelik, bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması. Başka bir kişinin malı ve mülkü olan kişiye köle, memlûk veya kul; köle sahibine ise efendi veya mevla denir. Bazı durumlarda uşak ve hizmetçi de köle anlamına gelir. Kadın kölelere cariye denir.Birçoğumuz odasını bile toplamaya üşenirken başka birinin kölesi olmak onun itaatine girmek ister miyiz tabi ki hayır.

 Türk milletini ele alalım yılllarca hür yaşamaya alışmış bir millet olarak istila edilen ve özgürlüğümüzü kısıtlayan durumlara bir dur demek için 1919 da harekete geçip Kurtuluş Savaşını başlattık ve özgürlüğümüzü kan ve can uğruna da olsa aldık.

 Hür yaşamaya alışan insan nasıl başka birinin itaatine girebilir ki?Gün Olur Asra Bedel kitabından mankurtları ele alalım.Onları köleleştirmek için ilk önce türlü işkencelerle hafızalarının tamamiyle silinmesi sağlanıyordu.Eski hür yaşamı unutturuluyordu çünkü eski hür yaşamını hatırlasaydı asla başka birinin itaatine boyun eğmezdi.Hatırlarsanız mankurtlar daha değerliydi diğer kölelerden çünkü eski hür yaşamına dönmek için kaçma gibi bir çabası olmazdı .İşte böyledir hayatın kuralı ‘hür yaşamaya alışan insan köleliğe alışamaz’.

                                                                                                                                     

 
 

                             
































                        








                                             

















                        




































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder