Ahmet Remzi DEMİR
HAYATTA YÜREK VE NİYET
Bazı
özellikler insanlarda ortak olabilir ama ortak olmayan iki özellik vardır;
yürek ve niyettir. İnsanların bazıları yürekli, bazılarıda yürekli degildir
yani yürekleri yoktur. İnsanlarda aynı şekilde yürekte olduğu gibi niyettede
ikiye ayrılır; iyi niyetli veya kötü niyetli insan olarak.
İnsanlarda yürekli insan, cesaretli insan demektir. Yürekli insan
cesaretiyle ölçülür. Bir insan ne kadar cesaretliyse o kadar yüreklidir. Halk
arasında bir söyleyiş var o söyleyişi anlamış degilim. O söyleyiş ise;"Ne
kadar deli yürekli insan" derler. Anladığım kadarıyla o insanın
yürekliliği deliliğiyle desteklenmiştir. En yürekli insan, deli yürekli
insandır. Birde insanı birbirinden ayıran diğer en önemli özellik olan insanın
niyeti vardır. Niyette en basta söylediğim gibi; iyi niyetli insan veya kötü
niyetli insan olarak ikiye ayrılır. Niyet ise insanın yanındakilere yani
çevresine davranışı, yaklaşma biçimiyle alakalıdır. Yani çevresindeki
insanlara yaklaşma biçimiyle ve çevredeki insanların algıladığı biçimdir niyet.
İnsanın çevreye yaptığı yaklaşma biçiminde,çevrenin insanda algıladığı his veya
insanın çevreye hissettirdiği duygudur. Zaten buda ya iyi niyettir yada kötü
niyettir. Bence yüreklilik insanın elinde değil ama niyet insanın elindedir.
Çünkü cesaret çevreden gelen birşeydir. İnsan cesaret yönünden küçükken nasıl
büyüdüyse, büyüdüğünde de o olur. İnsanda niyetin çevreyle alakası yoktur.
Kişinin kendi elindedir uyguladığı niyetin. Çünkü niyet
heran değişebilir, durumlara göre yönlenebilir.
İnsanların, insanı birbirinden ayıran bu iki öezlliğin farkında olması
gerekir. Yaşadıkları bu hayat iki özellikten dolayıdır. Çünkü onları diğer
insanlardan ayıran bu farklılıklardır.
GENÇ YAŞTA
YAPILAN EVLİLİK OLUMSUZDUR
Arkadaşlar evet doğru duydunuz
arkadaşlar. Sizi iki yola götüren arkadaşlar. Anne ve babalarımızın tabiri ile
iyi ve kötü arkadaşlar. ''Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu
söyleyeyim''Büyüklerimizin bu sözleri her ne kadar biz gençler için sıkıcı gibi
görünse de zamanı geldi mi o sözün değerini gerçekten iyi anlıyoruz. Peki aile,
aile nedir bizler için her şeyi göze alan kişiler, sonsuz güven veren kişiler
değiller midir? Dönüp dolaşıp geleceğimiz sığınacağımız liman dır ailelerimiz.
Yıllarca bizlere emek veren , bizlere iyi bir gelecek sağlamazlar mı ? Yeri
geldi mi evimiz ikinci bir okul olur bizlere. Kimimiz de o okulu kendimiz kurarız ,genç yaşta evlilik
yaparak.Bütün umutlarımızı bağlamaz mıyız. O yaşta olgun olmaz mısın? Peki ya
arkadaşlar nedir bizler için bizim hayatlarımızdaki yerler nerelerdir? Onlar
yeri geldi mi bizlere rest çekerler yarı yolda da bırakırlar bizleri. En
önemlisi bizleri zamanla değiştirirler kimisi iyi anlamda kimisi ise kötü
anlamda. Sırf onlar için ailemize kötü davranırız.
Efede tam böyle yapmıştı.Sevdiği kız
genç yaşında onun için ailesinden vazgeçmişi ancak genç oğlan arkadaşları için
o kızı ortada bırakmadı mı? Peki ya sonra, sonra ne oldu bir anlık zevki için
kızdan vazgeçti, ayaklarına kapanan o genç kızı yarı yolda bıraktı. Genç deriz
cahilliğine vururuz ancak evlilik sorumluluk gerektiren bir kavramdır eğer genç
yaşta evlilik düşünüyorsa bir insan öncelikle olgunlaşması karşıdaki kişiye de
saygılı olmalıdır.Eğer o yaşta evlilik
düşünmüşlerse bu iki genç önceden her şeyi göze almalılardır. Her insanın her
ailenin başından belli bir dönem sorunlar geçer ancak bu sorunu çözebilecek
olgunluk ta olmanız ve bazı şeyleri üstlenmeniz gerekir. Her şeyin en güzeli
tam zamanında olmasıdır.Her iki genç
belli bir statüye geldiklerinden sonra evlilik düşünselerdi o zaman daha
mantıklı olurdu.Genç oğlan kızdan ayrıldıktan belli bir süre sonra aklı başına
gelmiş olsa da iş işten geçmiştir. Dışarıdan bir kaç arkadaşıma ve ailemden
babama şu soruyu sordum ''Sizce genç yaşta
yapılan evlilik kişileri olumlu etkiler mi '' bir çok kişiden neredeyse
aynı cevapları aldım.Babamın cevabı'' kişileri olumluda etkiler bunun yanında
olumsuz yanları da olur olumlu yönü sorumluluk duygusuna genç yaşta sahip
olursunuz ama bu kişiden kişiye karakterden karaktere göre değişir olumsuz yönü
ise yaşının gerektirdiği güzellikleri yaşayamadan olgun olursun.''
Genç yaşta evlenmek büyük sorumluluk
almak demektir. Bu da hayatının büyük ölçüde değişeceğine işarettir.Bütün
bunları göze alan kişi ise zaten yeterli olgunluğa geçmiş demektir.Ancak yaşını
yaşayamamaktadır.
Ayberk USKANER
İNSAN YÜREĞİYLE
GÜÇLÜDÜR
İnsan
kemiği ve kanıyla kendisini belli edemez, insanlar kendilerini yüreğiyle ve
niyetiyle belli eder. Bunlar insanları birbirinden ayırt etmemizi sağlar.
Çoğu
insan birbirinin aynısıdır. Çoğu insan çıkarları konusunda birbirini satar veya
bu insanların yüreği yoktur, bazı insanlar vardır, bunlar iyi olmalarına
rağmen zorda kaldıklarında yürekleri olmadığı için onlarda zorda
kaldığında mücadele etmeden birbirlerini satar, bir şeyi niyetlendiği halde onu
da başaramaz. Bazen niye insanlar yüreğini koymaz diye yakınırım ve çok
üzülürüm. Bazı insanlara da şaşarım, kendisini önemsemeyip yüreğini dinleyen
kişilere şaşıyorum. Seyit Onbaşı buna örnek biri, arkadaşları yaralanıp ya da
ölürken ve bazı arkadaşları kaçarken bu adam kaçmadı bu adam geldi hiçbir
kimsenin tek başına kaldıramayacağı top mermiyi niyetlenip kaldırdı. Çok önemli
gemileri batırdı ve bazı gemilerin kaçmasını, yüreğin ne olduğunu gösterdi.
Atatürk te çok önemli insan attan düştü ama yine yılmadı, bir cephede kalbine
şarapnel parçası saplandı ama yine yılmadı. Savaş bittiğinde Osmanlı artık
yabancıların egemenliğine girdi, Atatürk/ e idam cezası geldi ama bundan hiç
korkmadı, ülkeyi nasıl kurtarırım diye niyetlenip ülkeyi kurtardı ve sıra
ülkeyi nasıl geliştiririm derken yine niyetlenip başardı. Bunların olma
ihtimali çok zordur ama bu kişiler zor ihtimallerden nasıl güneş çıkacağını
gösterdiler, yüreğin aslında ne olduğunu gösterdiler, bizlerin aslında nasıl
olmamız gerektiğini gösterdiler. Biz hiç bunlar kadar yürekli olamayacağız ama
en azından bunlar kadar iyi olabiliriz.
Yürek her zaman önemlidir. Ona inanalım, kesinlikle güneşli günler gelecek.
Başarı her zaman bir adım öndedir ona ulaşalım.
Batuhan SÖYLEMEZ
Buluşlar çoğu zaman
insanların yararına ve hayatlarını kolaylaştırmak için bulunmuştur. Ancak bazı
buluşlar vardır ki kötü niyetli insanların eline geçmemesi lazım çünkü bu tip
buluşlar bir yandan yarar sağlarken diğer yandan öldürücü sonuçlar doğurabilir.
Örnek olarak Şarbon
hastalığından bahsetmek istiyorum bununla beraber Şarbon tozundan bahsedeceğim.
Şarbon veya Antraks Bacillus anthrocis adlı bakteri tarafından meydana gelir
bulaşıcı bir hastalıktır. Özellikle ot ile beslenen sığır, koyun gibi hayvanlarda
otaya çıkar hızla yayılır ve ölümcüldür. Tedavi süreci oldukça sıkıntılıdır.
Tedavi sürecinde özel ortamlar gerekir ve yüksek dozda penisilin kullanılır.
Şimdi bilim adamları bu hastalığı halk arasında bilinen Şarbon tozu adı altında
ayrıştırmışlardır. Ancak bunu yaparken bu hastalığın zahmetsiz tedavi sürecinin
bulunması ve ortadan kaldırılması göz önünde bulundurulmuştur. Buldukları şeyin
çok tehlikeli bir biyolojik silah olduğununda farkındaydılar ve özenle bunu
koruyorlardı ama alelade insanların para hırsı bu buluşu insanlığın kötülüğüne
kullanmalarına itti. Biliyorsunuz ki geçmiş yıllarda herkes mektuplarını
açarken içinden Şarbon tozu çıkacağından korkuyordu. İşte bu da bize
gösteriyorki bir tarafı insanlık yararına yarayan diğer tarafı insanlığın
yaşamını tehtid eden buluşlar vardır. O yüzden bu tip buluşlar bulan kurum ve
kişilerin kendi bilinçli kullanımlarında olması gerekmektedir herkesin bu
buluşu bilmesi gerekmemektedir ve bu tip buluşlar çok sıkı korunmalıdır.
Kitapta karşı madde parçacığı elektirik
enerjisi üretmek amacıyla bulunmuştur eğer bu parçacık o kurumun yani CERN ‘ün
elinde kalsaydı, daha iyi korunsaydı bu parçacık çalınıp nerdeyse bir felakete
sebeb olamazdı. Ve böylece doğal enerji kaynaklarımız tükenme tehlikesiyle
karşı karşıya kalmazdı.
Sonuç olarak bazı
buluşların bahsettiğim gibi hem yararlı hem zararlı sonuçları bulunmaktadır. Bu
yüzden bu tip buluşları bulan kişi veya kuruluşların bu tip icatları çok iyi
koruması ve kötü kişilerin eline geçmemesini sağlamalıdır. Einstein’in bir sözü
vardır ‘’Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp
birbirlerini yok ettiler.’’
Ceylin TAŞKAYA
Yanlış Karar
Genç yaşta yapılan evlilikler kişilerin
hayatlarını kesinlikle olumsuz etkiler. Gençken insanlar genellikle yaptıkları
yanlışların neye mal olacağını düşünemezler. Onlar sadece şu ana odaklı
yaşarlar. Sanki hiç dertleri, tasaları yokmuş gibi yaşarlar.Elbet bir gün fark
edip büyücekler ama çok geç olacak. Ve bu yaptıkları yanlışlar yüzünden hep
pişman olacaklar. Hayatlarında her zaman karşılarına çıkacak bu yaptıkları
yanlışlar. Ama eğer arkalarında bırakırlarsa bu yanlışları, hayatlarında asla
önlerine çıkmaz ve sadece hayat dersi olarak kalır bu yanlışlar. Zaten kimse
istemez sonucunu düşünmeden yaptıkları yanlışların onların önüne tekrar
çıkmasını. Ve gençler atacakları her adımı planlı ve programlı atarlarsa pişman
olacakları hataları yapmaktan kaçınmış olurlar.
Kitaptaysa asıl kızın genç yaşta asıl oğlana kaçması ve sonucunda çok
fazla acı ve sıkıntı çekmeleri yapılan yanlışın ne kadar büyük olduğunun
göstergesidir. Asıl oğlan hem asıl kızın hayatını mahvetmiş hem de onu bir
başına cebinde beş kuruş olmadan ortada bırakmıştır. Don Juan kompleksine
bürünen asıl oğlan sırf serseri arkadaşları onu pohpohlasın diye genç kızı tek
başına onun ne halde olacağını düşünmeden terk etmiştir. Er ya da geç yapılan
hata fark ediliyorsa da çok geç kalmıştır asıl oğlan. Asıl kız şerefini,
onurunu, gururunu ayaklar altına sererek yalvarmıştır asıl oğlana fakat oğlan
aklı havada bir serseridir o zamanlar. Yolları ayrılıyor ve bir aşk hikayesi
daha burada son buluyor.
Demet SAYGILI
Öncelikle benim
savunduğum düşünce erken yaşta yapılan evliliklerin kişiyi olumsuz
etkilemesidir.Bu düşünceyi savunuyorum çünkü: 'Arkadaş Islıkları' kitabındaki
kızın baş kahraman (Efe) ye kaçması ile her şey başlıyor...hiç bir sorunu
düşünmeden,başlarına gelebilecek hiç bir problemin farkında olmadan bilinçsizce
bir evlilik oldu.Günümüzdeki gençler aşık olduklarında mantıklı düşünemez hale
geliyorlar.'HAYIR' cevabını kabul etmeden,henüz liseden bile mezun olmamışken
gereksiz bir inatçılığa girip evlenmek istiyorlar.Halk arasında çok dolaşan bir
cümledir ki 'büyük sözü dinle' her zaman doğruluğuna inandığım bir
cümledir.Erken yaşta yapılan evlilikleri çok saçma buluyorum.Henüz bazı
şeylerin farkında olmadan ve acelenin verdiği heyecanla yapılan bilinçsiz bir
davranıştır.Röportaj yaptığım kişilerin yaygın olarak kullandıkları cevaplar
aynen şunlardır:
-Torunlarımı görmek
için,
-Çocuklarımın genç bir
aileye sahip olabilmesi için,
-Yaşayabileceğimiz bir
çok anıya sahip olmak için.
Mesela
kitaptaki gençlerimiz evlerinden kaçıp bilinçsizce evleniyorlar ve bir çok
sorunla karşılaşıyorlar.Ailelerinden kaçıp kendi başlarına yaşamak zorunda
kalıyorlar.İş bulmak,birbirlerini geçindirme zorunda kalıyorlar.Belkide aile
isteğiyle veya zamanında yapılan bir evlilik olsaydı -iki gencimizin de meslek
sahibi olduğu bir zamanda- her şey
daha olumlu
gidebilirdi diye düşünüyorum...Erken yaşta ki evlilikte kişiler arasında ki
kavga ve tartışma daha fazla görülür ve boşanma ile sonuçlanır.Günümüzde
yapılan en çok evlilik erken yaşta olup bu evlilikleri %80'inin boşanma ile
sonuçlandığı biliniyor.Kitaptaki kızımız başta ailesinde kaçıp
bilinçsizce bir evlilik yaptığı için şuan boşandıklarında ailesinin geri
dönemez olması erken yaşta ki evliliklerin kişiyi olumsuz etkilediğini
gösterir.Sadece kişiyi de değil aile değerlerini de olumsuz etkilediğini
gösterir.Mesela kız haklı olduğu halde Efe'den (baş kahramandan) defalarca özür
diler çünkü boşanırlarsa evine geri dönemez.Kişinin, henüz arkadaşlıklarına
doyamadan onlardan ayrılması kişinin sıkılmasına ve eski yaşamına geri dönmek
istemesine sebep oluyor.Buda erken yaşta yapılan evliliğin kişiye olan olumsuz
etkisidir.
Sonuç
olarak 'Arkadaş Islıkları' kitabı erken yaşta yapılan evliliğin kişiyi olumsuz
etkilediğini anlatan çok güzel örnekler içermektedir.Erken yaşta ki evlilikler
kişilerin kafasında bir çok soru işaretinin oluşmasına sebep olur.Çünkü kişiler
bunu bilinçsiz yapar.
-Nereye gideceğiz ?
-Nerede sığınacağız ?
-Ne yiyeceğiz ?
-Ne içeceğiz?
Nedense bu tür
soruları (kendimize) hep başımıza geldikten sonra sormaya başlarız...
CAHİLLİK
Küçük yaşta yapılan
evlilikler insanları olumsuz yönde etiler.Çünkü her yaşın kendine göre bir
üslubu vardır.Küçük,çocuk yaşta yapılan evlilikler zararlıdır.Küçük yaşta başka
erkekler veya başka kızlar gezerken ,oyun oynarken,eğlenirken başka gençler heba
olup farkında olmadan veya ailesi tarafından evlendiriliyor.Ailesi genç kızını
yada delikanlıyı başka insanların,yakınların,akrabaların,komşuların sözüne
bakarak baş göz ediyor.Her kafadan bir ses çıkıyor.Komşular dan tut aileye
kadar artık evlendir şu genci ,yaşı geldi,çoluk çocuk sahibi olsun deyip
akıllarına giriyor.Çocuklarından,gençlerden daha cahil olan ailelerde
oğlunu,kızını evlendiriyor.Karşılığında başlık parası istiyorlar işte tam bir
geri kafalılık.Çocuklar ailelerine ses çıkartamıyorlar,çıkartamıyorlar çünkü
ellerinden bir şey gelmez.Aileler çocuklarını evlendirdikten sonra torun
bekliyorlar.Sanki evlendirmeleri marifet birde çocuk anne den torun
istiyorlar.Türkiye de geri kafalı,çocuktan daha çocuk ve cahil insanlar
var.Büyük yaşta evlenen insanlar bile anlaşamazken,hemen çocuk istemezsen,bazı
yaşı geçmiş insanlar evlenmek istemezken.Bazı gençler küçük yaşta evliliğe
maruz kalıyor ve okumuyor rezillik,sefalet,huzursuzluk,koca dırdırı çekmek
zorunda kalıyor.Erken yaşta evlilik bazen kötüyle de olabiliyor genç kızlarımız
tecavüze uğruyor ve ailede bunu namusu kirlettiği için kızı evlendirip namusu
temizlemek olarak görüyor.Yani erken evliliğin sebepleri aile içi
şiddet,eğitimsiz bırakılmak,ekonomik sebeplerden dolayıda olabiliyor.Maddi
durumu kötü olan aileler kızlarını evlendirip evden bir boğaz eksilmesini
düşünüyor.Cahil olan insanlar bireyler eğitim görmediyse ,eğitim görmeli.Yaşı
küçük olan çocuklar,gençler okutulmalı ve buna engel olmamalı kimse ki bilinçli
bireyler yetişsin.
Hatice EKİZ
YANLIŞ SEÇİMLER
Evlilik ne demektir derseniz
sevdiğiniz veya saygı duyduğunuz kişiyle yollarınızı birleştirmek derim.
Genç yaşta evlilik bence
ilişkileri olumsuz etkiler. Çünkü evliliklerin uzun süreçte olmasını istiyorsanız
genç kişilerin evlenmesi birbirlerini çok tanımadan sadece birbirlerini
sevdikleri için yapılırsa çok uzun sürmesi beklenemez. Evliliğin yürümesi için
eşit dereceli düşünce yapılarının benzer kişilerin evlenmesi uygundur. Peki bu
böyle olmaz şıp sevdi kariyersiz bir evlilik
olursa ne çıkar diyorsanız size Arkadaş Islıklarından bir örnek vermek
isterim.
Bir mahallede genç bir
delikanlı vardır. Bu delikanlı tamda kızların gönlünü çalma dönemindedir. Klasik bir şey olduğunu belirtmem gerektiği düşüncesiyle
sabahları arkadaş ıslıklarıyla başlar, sabahı sabah eder. Okul, kariyer,
diploma onlar için önemli değildir. Daha bedenleri gibi ruhları da
olgunlaşmamış, gelecekte onların neyi beklediğini düşünmezler. Bu mahallede bir
kız vardır. Bir gün bu delikanlıya kaçar ve evlenmeye karar verirler. Büyük
sıkıntılar çekerler ve sonunda çocuk
saçma sapan olduğunu düşündüren bir fikirle kızı bırakıp çekip gider.
Sonrasında büyük acılar çeker ama iş işten geçmiş ve kız başka bir adamla
evlenmiştir. Çocuk daha sonraları düşünmeye olgunlaşmaya başlar. Kariyerin,
işin, ekmek parasının her şeyden önce geldiğini anlar.
Sonuç olarak; genç yaşta
evlilik kişileri olumsuz etkiler. Çünkü bu kişiler şıp sevdi bir aşkın peşine
düşmüşler ama daha olgunlaşmamış, ekmek parasının değerini bilmiyor ve sağlıklı
düşünemiyorlardır.
Işıl KANAR
GERÇEKLİK
Yazı konumuz fazlasıyla doğru olmuş bence çünkü dost çok önemli bir
kelimedir her insana denmez bunu hak edicek
çok az insan vardır. 20 tane arkadaşınız olabilir ama 20 tane dostunuz
olamaz. Dost diyebileceğiniz en fazla 5
kişi olmalı. Dost, senin en zor zamanlarında yani fukaralığında, hastalığında,
hapishanede ,çaresizliğinde belli olur. Kimse yokken o vardır yanında. Seni sen
olduğu için sever .Seni ne yaparsan yap yanlız bırakmaz. İşte dost budur.
Herkes herkesin arkadaşı olabilir.Hatta her an arkadaş olabilirsiniz ama
dostluk dediğiniz şey karşılıklı olmalı bir şeyi iki tarafta yapmalı, dostu
olan insanın başka bir şeye de ihtiyacı olmaz. Zaten kötü zamanımda yanımda
olmicaksan mutlu zamanımda da hiç olma. Benle üzüntümü paylaşamıyorsan
mutluluğumu hiç paylaşma. Herkes paran varken, mutluyken senle arkadaş olmak,
dost olmak ister ama dost dediğin senin her anında yanında olan sana destek
olan sen yıkılmışken seni kendine getiren, toparlayan kişidir. Kaptanlar içinde
öyle herkes bir gemiyi yönetir ama fırtına olunca herkes kaçar. Ama kaptanın
iyiside fırtınada belli olur.
Kısacası herkes herkesin iyi anında
birlikte ama kötü anda, durumda yanında olmak herkesin yapacağı bir şey
değildir. İşte kaptanın iyisi fırtınada, dostun gerçeğide fukaralıkta,
hastalıkta ve hapishanede belli olur.
insanın
kararları,seçimleri,fikirleri,istekleri hayatının tamamında aynı olmaz. insan
hayatının birçok döneminde bu tip özellikler farklılık gösterebilir. mesela
kararlar insan hayatında çok önemli bir yere sahiptir ama insanlar hayatının
her döneminde farklı kararlar verirler. insanın kişiliği değişebilir. eğer
insanlar değişik kararlar vermeselerdi büyük başarıları elde edemezlerdi.
insanların kararları değişir ve kararlar kadar davranışlarda değişir.
insanların hayatında onları etkileyecek bazı durumlar meydana gelir. işte o
zaman insanlar her yönleriyle değişebilirler. insan ömrü boyunca hep aynı
düşünecek ve davranışları hep aynı olacak diye bir kaide yoktur.
Küçük
Yaşta Evlenilmemeli
Küçük yaşta evnelinme olayı çok yaygın değildir.Genelde 18 yaşından
sonra evlenilir ama Doğu Anadolu'da bu
tarz evlenilme olayları vardır.Türkiye’de 2008 yılı araştırmasından çıkan sonuca göre, ortalama
her üç evlilikten biri çocuk yaş evliliği. TÜİK istatistiklerine göre de,
Türkiye’de 181 bin çocuk gelin var. 'Mahkeme izniyle' 18 yaşın altında
evlendirilenlerin oranındaki artış dadır.
En son Ağrı’da
10 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesiyle ezberlerin bozulduğuna
dikkat çeken Doğan, "Kız çocukları namus yüzünden erkenden
evlendiriliyor. Aileler, kız çocuklarına ‘Bizden gitsin. Benim sırtımdan
gitsin’ diye bakıyor. Yoksulluk, aile içi şiddet ve huzursuzluk, toplumda itibar
kazanma, toplumun öğrettiği cinsiyet rolleri erken yaş evliliklerin
gerekçeleri arasında. “Kız çocukları, aileler için bir misafir” diyen
Doğan, tüm bu olan bitenin temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdığını
vurguluyor.Kız çoçuklarının küçük yaşta evlenildirilmesi Doğu Anadolu'da
normalmiş gibi geliyor.Geçen haberlerde 10 yaşındaki bir kız çoçuğu cinsel ilişkiden sonra iç
kanamadan öldüğünü duymuştum.Türkiye
buna dur demeli.Yasak olmalı.Bu küçük yaşta evlendirme olayı sadece Doğu Anadolu'da
olmuyor: Adana'da 13 yaşındaki kız ile 16 yaşındaki
oğlanı düğün yaparak evlendirdikleri ileri sürülen aileleri hakkında,
"çocuğun cinsel istismarına yardım" suçundan yedi buçuk yıl hapis
istemiyle dava açılmıştı.Hatta bu konuyu hikayeler yardımıyla anlatan 'Arkadaş
Islıkları' adlı bir kitap bile vardır.
18 yaşını geçmemiş kızların imam
nikahıyla ve mahkeme yardımıyla nikah kılınmasının yasak olması lazım. Her yıl 50 bin genç anne, doğum ya da gebelik sırasında
ölüyor
Okan ERTEPE
GENÇ YAŞTA EVLENMEK İNSANI OLUMSUZ ETKİLER
İnsanın
evlenmesi, bireylerin ufkunu açar, olgunlaştırır. Ama bir yandanda “Bekarlık
sultanlıktır” diyesim geliyor ama hangi sultan kendi yemeğini yapıp evini
temizler bilemiyorum. Ama bence evlilik bir birey için 30-35 yaşları arasında
yapılmalıdır. Evlilik yapan iki ailenin birbirileriyle kurduğu iletişim çok
önemlidir, aileler anlaşırsa o evlilik sıkıntısız ve rahat geçer. Gençken
evlenmenin avantajı; birlikte daha fazla zaman geçirebilirler ama öte yanda
bekarlıkta arkadaşlarla yapılacak çok daha fazla şey vardır. Bence genç yaşta
evlenmek insanı sıkar, boğar yani kişileri olumsuz etkiler. Mesela genç yaşta
bir insan arkadaşlarıyla gezer ama öte yandan evlendiğiniz zaman
kısıtlanıyorsunuzdur. Genç evlilikte ne yaparsanız yapın eşinizin haberi
olmalıdır. Eğer söylemezseniz evlilikte güven sarsılır ki bu olayın genç
evlilikte olması bir ömür bir şüphe ortamını yaratır. O şüphe ortamıysa en ufak
bir yanlış anlaşılmada tartışmaya yol açabilir. Beklide insan genç evlendiğinde
hayatından sıkılabilir ama en önemlisi insan daha belli bir düzen kuramadan
evlenebilir çünkü bir erkeğin askere gitmesi gerekir tabii ondan öncede okulun
bitmesi gerekir. Bir erkek için iş hayatı, para kazanma, çevre edinme yani
biraz sokağı tanıması gerekir kollarının uzun olması gerekir. İki aileldede bir
çocuk baskısı olabilir ama çift bunu yapmak istemeyip kafalarına buyruk yaşamak
isteyebilirler isteyebilir genç evlilik yapılsa bile çiftler bence en erken 30
yaşında çocuk yapılmalıdır. Gerek erkek gerekse kadın evlilik hakkında ki
sorumluluklarının farkına varılarak evlenilmelidir bir anlık hisle bu karar
verilmemelidir.
Onur ŞEN
GENÇ
YAŞTA YAPILAN EVLİLİKLER
Genç yaşta yapılan evlilikler kişileri olumsuz etkiler.
Onları hayata karşı birçok sorun ortaya çıkarır. Örneğin kalacak yer , yeme
içme ve para asıl sorunlardır. Yeme içme, kalacak yeri para ile bağlantı
kurabiliriz.
Genç yaşta yapılan evlilikler 2’ye ayrılmalıdır. Çünkü bazı
kişiler zorla evlendirilir. Bazı kişilerde ailelerde kaçarak evlenmeye çalışır.
Kitabımızda buna örnek verir. Kızın babası kızını bu kişiyle evlendirmek
istememektedir. Kızda bu yüzden oğlana kaçar ve hayatta onları zor günler
bekler. Bir de zorla evlendirilen kişiler vardır. Anne ve baba zoru ile
evlenenler. Günümüzde ülkenin doğu taraflarında bu çok görülmüştür. Küçücük
kızlar para için yaşlı yaşlı adamlarla evlenirler. Bu küçük bir kız için zordur.
Kitabımızdaki örnekle devam edersek , oğlan ve kız kaçtıkları zaman bir sürü
kişinin evinde bir odada kalırlar. Onlar için bu çok zordur. Çünkü ilk evde
kızı kötü emellerine alet etmek isterler. İkinci evde kadınla kavga ederler.
Kız bu yüzden sürekli başka kişilerin insanların yanında kalmak ister. Ama
nerdeyse gittiği her evde sorunlar yaşamaktadır ve gittiği son evde tartışırlar
ve ayrılırlar.
Kısacası erken yaşta yapılan evlilikler kişiyi olumsuz
etkiler. Onlar hayata karşı ayrı bir mücadele verir ve geriye dönülmeyecek bir
serüvene başlarlar. Bu yüzden aklımıza her esen şeyi yapmamalıyız zamana
bırakıp olmasını beklemeliyiz.
Sima TÜRKÜNER
GENÇ
EVLİLİKLER
Türk toplumunun kanayan yaralarından biri
de erken yaşta yapılan evliliklerdir. Erken yaşta yapılan evlilikler hem
çiftleri hem aileleri hem de toplumları
büyük sorunlarla karşı karşıya bırakabilmektedir.
Erken yapılan evlilikler, özellikle kız
çocuklarının toplumdaki eşitsiz konumunu
arttırmakta, haklarının bilincine varmasını engellemekte, gençliğini
yaşayamadan büyük sorumluluklar almasına ve bu sorumlulukların zaman içinde
psikolojik travmalara yol açmasına sebep olmaktadır.
Kimi zaman aile baskısı, kimi zaman evde
kalma korkusu kimi zaman da özenme duygusundan dolayı genç kızlar evlenmekte,
sonrasında da bir çok sorunla karşı karşıya kalmaktalar. Erken hamilelikler,
erken doğumlar, sağlıklı ve bilinçli bir annelik dönemi geçirememe, henüz
kendisi büyüyüp olgunlaşmadan küçük bir çocuğun sorumluluğunu alma gençlerin
psikolojisini bozup, travma yaratıp aile içi sorunların artmasına sebep
olmaktadır.
Erken yaşta evlenen gençlerde pişmanlık,
öfke, hayal kırıklığı ve yaşamadıkları şeylere karşı özlem duygusu sıkça
görülür. Bu da kişinin mutsuz olmasına ve evliliğinde sorunlar çıkmasına sebep
olur. Gençken yaşanması gereken şeyleri yaşamayan çiftler daha sonrasında bunun
pişmanlığını duymakta ve aralarında da sorun yaşamaktadırlar. Daha sonrasında
ya boşanmalar olmakta ya da katlanılması zorunlu görünen bir evlilik devam
etmektedir. Bu da mutsuz çiftlere ve psikolojik sorunlarla büyüyen çocuklara
sahip bir toplum olmasına sebep olmaktadır.
Oysa ki çiftler hem çocukluklarını hem de gençliklerini
yaşayıp, belirli bir olgunluğa ulaşıp, geride özleyecek bir duygu bırakmayıp,
eğitimlerini tamamlayıp, ekonomik
özgürlüklerini kazanarak evlilik yaparlarsa daha mutlu olurlar. Daha sağlıklı aile yapıları olur. Daha mutlu ve sağlıklı
çocuklar dünyaya getirirler.
Unutmamak gerekir ki ‘’ Erken evlilik
hayattan çalmaktır.’’
Sude İNÇ
AYNI DEĞİLİZ
Yer altındaki madenler
gibi, insanlarda nitelik yönünden farklılık gösterirler.
Biz insanlar görünüş
olarak birbirimize benzeriz, değil mi? Hatta aynımız bile olabilir birbirimize
tıpkımız gibi benzesek bile, bizleri ayırt edecek olan bir şeyler vardır.
Düşüncelerimiz,isteklerimiz,niyetlerimiz...
İki tane insan
düşünelim, bu iki insan ikiz olsun. Saç yüz,kaş,göz,fizik,burun
düşünebileceğiniz her şey aynı bu ikisinde. Dışardan bakan bir insan yani
onları tanımayan bir insan hemen bu ikisi ne kadar benziyor birbirlerinin
aynılar diye düşünebilir. Ama bir de şöyle bir şey var, bu ikisini iyi tanıyan
bir insan:'' Dış görünüşleri o kadar çok benzeyebilir, ama içleri arasında
dağlar kadar fark var.'' diyebilir. Birisi iyidir,birisi kötü. Birisi
merhametli diğeri gaddar ve acımasız birisi kötü düşünmez,diğeri pis kalpli...
ŞAP İLE ŞEKER BİR DEĞİLDİR. Kendisinin aynısını bulduğunu düşünen bir insan
varsa da,o insan büyük ihtimal ile aynaya bakmıştır.
Görünüşe aldanmamak
gerekir. Dış görünüşleri birbirine çok benzer fakat gerçekte iç yapıları
birbirinden çok farklıdır. Beş parmağın beşinin bir olmadığı gibi,insanların da
biri yoktur.
Tahsin MELİKOĞLU
Genç Evlilik ve Değişim
Genç yaşta
yapılan evlilikler şu sıralar fazlasıyla gündemimizi oluşturmakta. Genç yaşta
yapılan evliliklerin kişileri olumsuz etkilediğini düşünenleri elbet sizde
ister istemez duymuşsunuzdur. Şunu söylemek isterim ki bu düşünce benim
düşüncelerimle tamamen zıt. Aksine ben genç yaşta yapılan evliliklerin kişileri
olumlu etkileyebileceğini düşünüyorum.
Ben aslında
atasözlerine de karşıyım aslında bu konuda. Örneğin bence “İnsan yedisinde
neyse yetmişinde de odur” yanlış bir atasözüdür. Çünkü insan değişebilir.
İnsanı bir çok şey değiştirebilir. Hiçbirimiz duymadık mı para kazanınca aklı
bi’ karış havada olanları. Duymadık mı aşkı için her şeylerinden vazgeçen
insanları. Bunca örnek varken neden insan erken yaşta yapılan evliliklerin
kişileri kötü etkilediğini düşünsün ki. Bence insanlar erken yaşta evliliklerle
daha iyi insanlar olabilirler. Düşünün ki aylak aylak gezen serseri bir insan
evlilikle daha derli toplu daha sorumluluk sahibi bir insan olabilir bence. Bunlar
erken yaşta yapılan evliliklerin verimli meyveleri olabilir. Ayrıca genç yaşta
yapılan evlilikler çiftleri birbirlerine daha yaklaştırır daha güçlü bir bağ
kurdurtur. Eskidikçe değer kazanan şeyler vardır etrafımızda. Bir sürü şey
söyleyebiliriz bunu için. Araba, eski süs eşyaları, antika saatler… Ama bence
en çok değer kazananı sevgidir. Genç yaşta başlanılan bu yolculuğa her sene
yeni şeyler eklendiğini düşünün. Uzun süren bir evliliğin erken başlayan
öyküsünü.
İşte bu da
benim yorumum genç yaşta yapılan evliliklerle alakalı olarak. İnsanı iyiye
götürür bence genç yaşta yapılan evlilikler. İnsanın hatalarına erken
varmalarını sağlar. Hayatın zorlu virajlarından dönerken iki kişi olmayı
sağlar.Ve iki birden her zaman büyüktür…
GENÇ YAŞTA EVLENMENİN ZORLUKLARI
İnsanın çok
küçük yaşta evlenmesi kendisini ve tabii ki çevresini yani kendi ailesi ve
evleneceği kişinin ailesini daima olumsuz yönde etkiler. Belki de kişi
evleneceği kişiyi tam olarak tanımamış, aile ya da çevre baskısı ile
evlenmiştir. Bu tür olaylar ülkemizde de sıkça yaşanmaktadır. Kişi kendi isteği
ile evlenmiş olsa da zorlukları görünce bazı evlilikler çok erken zamanda
bitebiliyor. Bu olay da haliyle insanın psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor.
Bu olayları yaşayan kişi kendini bir anda kötü alışkanlıkların içinde bulabilir
Erken yaşta
evlenmenin ne denli olumsuz olduğuna okuduğumuz kitaptan örnek verebiliriz.
Kitabımızın kahramanı bir kıza âşık oluyor ve henüz ekonomik bağımsızlığını
sağlamadan çok genç yaşta âşık olduğu kızla evlenmek istiyor. Hatta bunun için
intihar bile ediyor. Kız da yaşının verdiği cahillikle evlenmek için
kitabımızın kahramanına kaçıyor. Bu insanlar birbirlerini seviyorlar fakat
evlilikte sevgi karın doyurmuyor. Kahramanımız ekonomik özgürlüğünü henüz
sağlamadığı için hem kendisi hem de evlenmek istediği kız büyük zorluklar
yaşatıyor ve henüz evlenecek olgunlukta olmadığından kendini beğenmişliği
yüzünden kızı bir paçavra gibi kaldırıp atıyor bunun sonucunda da henüz
evlenmeden ayrılıyorlar.
Kişi
ekonomik bağımsızlığını sağlamış, istediği iş ve hedefe ulaşmışsa evlenebilir.
Bunun yaşla erken ya da geç ile alakası yoktur. Fakat bunları gerçekleştirmemiş
kişinin illa erken evlenmesi de gerekmez. İnsanlar birbirini tanıdıktan sonra,
zorlukları bilip onu görünce evliliğini bitirmemesi ve birbirine inandıktan
sonra evlenebilir. Tüm bunların olmaması birde erken yapılan evlilikler her
zaman olumsuz olmuştur.
Yiğit Alp SEVİNÇ
GENÇ YAŞTA
EVLİLİĞİN ZARARLARI
Evlilik iki insanın birbirlerine karşılıklı
sevgi duymaları sonucu bir araya gelmelerine denir.Evlilik düzgün bir şekilde
yapıldığı sürece sağlıklı yürür fakat bilinçsizce yapılan evlilikler insanların
evlilklerinin ileriki yıllarında onların ilişkisine zarar verecektir.
İnsanların genç yaşta evlenmesi yada
evlendirilmesi o kişilerin mutsuz olmalarını , huzursuz olmalarını ve ileride
sorun yaşamalarına neden olacaktır . İnsanlar henüz gelişimlerini
tamamlayamadan , akılları henüz evliliğe ermeden evlendirilirlerse yada
evlenirlerse , o insanlara hem ileride sorun yaşatacak , hem o dönemde sorun
yaşatacak hemde çevrelerine sorun yaşatacaktır. Evlilik ciddi bir olay olduğu
için genç yaşta olanlar bu işin ciddiyetine varamayacklardır . Hepimizin de
bilidiği gibi evlilikte evi geçindirecek olan kişiler anne ve babadır ancak
henüz genç yaşta olan bireyler birer iş sahibi olmadıkları için evlerini
geçindiremeyeceklerdir bu durumda ilişkinin düzensiz gitmesine neden olacaktır
. Genç yaşta olan bireyler henüz çocuk bakabilecek kapasiteye sahip olmadıkları
için çocuk da dengesiz gelişecek ve ileride sorunlar yaşayacaktır . Ayrıca
çocuk ile anne baba arasında az bir yaş farkı olacağı için çocuk anne babayı
birer arkadaş olarak bile görebilecek duruma gelebilir ve bu da çocuğun anne
babaya karşı saygısını yitirmesine neden olacaktır .
Sonuç olarak genç yaşta evlilik hem anne
babaya hem de çocuğa evlilikten sonra büyük sorunlar yaşatacaktır . Genç yaşta
evlilik yapmayın yaptırmayın .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder