ADALETE GÜVEN
Adalet
herkese ve toplumlara hakkı olanın verilmesini hedefleyen, eşitliği sağlayan
ahlaki bir ilkedir. Adalete herkes ve tüm toplumlar güvenmelidir. Adaletten
herkes yararlanmalıdır. Adalet herkese ve dünyadaki tüm toplumlara eşit ve adil
davranmalıdır.
Kitaptaki
adaletsiz olan acımasız savaşçılar Juan Juanlar, yerli Kazak halkındaki genç,
diri ve güçlü savaşçıların kafa derilerini yüzüp deve derisiyle kapatıp çölde
kurumasını bekleyen gaddar savaşçılar- dır. Bu sınavdan çoğu ölür ama sağ
çıkarlarsa bu genç savaşçılardan bazıları bu acıdan dolayı geçmişlerini bile
unutlar. Bu savaşçılara Juan Juanlar “mankurt” adını vermişlerdir. Juan Juanlar
bu genç savaşçıları kullanarak Kazaklara ait yerleri ele geçirirler. Bu
gepegenç savaşçılar o hafıza silme işkencesinden sonra kendi öz analarını bile
öldürürler. Kitap dışında bakarsak eğer Juan Juan lakabını Türklerden korkan
Çinliler Türklere vermişlerdir. Anlamı tam olarak küçük zayıf böceklerdir. Bana
kalırsa Türklerden korkup böyle bir isim takmak matığa karşı gelmektir. Ama
Türklerin hepsi böyle değildi. Bu Türkler en eski olan Orta Asyalı Türklerdi.
Yani ellerindeki tüm toprakları başka milletler ele geçirmişlerdi. Juan Juanlar
da kendilerine toprak arıyorlardı ama Kazaklara zarar verip kendilerini
katlettiriyorlardı.
Juan
Juanlar kesinlikle adaletle iş yapmıyorlardı. Kazaklara saygısızlık yapıp
onların topraklarını almışlardır. Ama çok fazla Juan Juan olmadığı için zamanla
sayıları azalmış ya da Kazakların içine karışıp soyları tükenmiştir.
DOĞUKAN GÜLTEKİN
Çeliğe Su Vermek
Demir o
kadar sağlam bir maden değildir.Demir çelik olunca sağlamdır.Demirciler demiri
ısıtıp suya sokarlar.Bu işlemi bir kaç kere tekrar edince demir, çelik
olur.Sağlamlaşır.Bu olay insanın acılarıyla tecrübe kazanıp güçlenmesine çok
iyi bir örnektir.İnsan başta kırılgandır.Yaşadığı acılarla,heyecanlarla
yoğrulur,güçlenir.
Hepimiz
acılar yaşadık.Bu acılardan ders çıkarmasını bilenler güçlendi.Kendine
yetmeye başladı.Ders çıkaramayanlar
hatalarını tekrar edip durdular.Yeni acılara yelken açtılar.Ders çıkaranlar ise
her acı yaşadıklarında bunu sindirdiler güçlendiler.Çelik oldular.Dersler
çıkaramayanlar demir kaldılar.
Tecrübe'nin
sözlük anlamı:İnsanın zamanla elde ettiği bilgi birikimidir.Fakat bana göre
tecrübe insanın çektiği acılar,kandırılmalar vb yüzünden aldığı ve kazandığı
bilgilerin ve derslerin toplamıdır.Bu tecrübelerin toplamları ile güçlenen
insanı kırmak çeliği kırmak kadar zorlaşmıştır artık.Önemli olan hatalarımıza
üzülüp,acılarımıza ağlamayı bırakıp gücümüze güç katmaktır.
''Başarının sırlarından biri
geçici
başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.''diyen Mark Kay da
öldürmeyen acının,dertlerin,başarısızlıkların bizi güçlendireceğini söylemek
istememiş midir?Leonardo Da Vinci ise şu sözüyle aynı gerçeği vurgulamıştır:''Engeller
beni durduramaz
her bir engel
kararlılığımı daha da güçlendirir.''
Herkes bu hayatta farklı acılar
çeker.Ama bu acıların ortak yanı bilinçli insanların elinde bir kılıç haline
gelmesidir.Hem de çelikten...Kılıcı olan güçlüdür.Bu güç yürekten gelen manevi
bir güçtür.Maneviyatı sağlam olan hiç bir zaman acılara mağlup
olmaz,yıkılmaz,yenilmez.Ne zaman ki acılar bizi umutsuzluğa düşürür o zaman
gücümüzü kaybeder yenilmeye mahkum oluruz.
'' Unutmam acı tatlı ne varsa hazinemdir.Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem.Acıdan
geçmeyen hayatlar biraz eksiktir.''diyor Sezen Aksu.
Ne kadar doğru söylemiş değil mi?...
Öldürmeyen Acı Güçlendirir
İnsanlar geçmişte çektikleri fiziksel veya zihinsel acıları yaşadıktan ya da anladıktan sonra bu acılara karşı bağışıklık kazanır. Başımıza gelen kötü şeylere bir şey uğruna tahammül etmemiz en iyi örneğidir. Bazı insanlar, dini inançlar veya belli bir olay uğruna bu acıyla savaşıyorsak herzaman başımıza gelen olay bizi daha güçlü, daha dayanıklı kılar. Özellikle bir insan uğruna yaşanıyorsa bu acı gerçekten kişiyi manevi açıdan güçlendirir. Hikayeninde asıl konusu budur. Bu kadar acı veren bir sakatlık sürekli ameliyat masasından geçiyor ama birtürlü iyileşmiyor. Nüzhet’ i çok sevmesinden dolayı ve ona ulaşamaması nedeniyle acıları çok derecede artıyor ve artık neredeyse tahammül edemeyecek hale geliyor. Bundan sonra bir gece genç çok rahatsızlık çekiyor ve gencin hastaneye gitmesi gerektğini söylüyor paşa. Nüzhet’ in annesi kızına gencin mikroplu olduğunu söyleyince genç çok üzülüyor ve evden ayrılma kararı alıyor. Nüzhet’in buna inanması ve desteklemesinden korkuyor. Bu yüzden ayrılıyor. Onca ameliyattan ve üzüntüden sonra genç paşanın hastalığı üzerine Nüzhet Doktor Ragıp ile nikahlanıyor. Bahsettiğimiz gibi insan tutunacağı bir dalı olursa büyük acılara tahammül edebilir. Nüzhet ile birlikte olamıyacağı kesinleştikten sonra artık tahammül edemiyor. Birkaç ay boyunca hapisahane olarak tabir ettiği hastanede kalıyor. Aylar geçiyor ve ameliyatla bacağı kurtuluyor ama yürüyemiyor. Annesi tarafından taburcu edildikten sonra hastaneden sancısız ayrılıyor ve bir daha aşık olduğu Nüzhet’ i göremiyor.
ELİF GİZEM GENÇ
ELİF GİZEM GENÇ
DİRENEBİLMEK
İnsanlar yaşamları boyunca pek çok duyguyu
tadarlar. Neşe, sevinç, hüzün, öfke, keder, heyecan, keder,korku… Bütün bunlar
biz insanların zaman zaman yaşadığı duygu yağmurundaki sağanaklardır.
Özellikle,acı. Çok daha farklıdır,
insanın canını yakar. Üzer, olmadığı biri olmaya zorlar. Bunlara karşı dirençli
olmak ise bizim tercihimizdir.
Ben acıyı insanın vücuduna verilen bir aşı
olarak algılıyorum. Nasıl ki bebeklikten bu yana zaman zaman yapılan aşılar
bizleri hastalıklara karşı güçlü yapıyorsa, ömrümüz boyunca karşılaştığımız
acılar da bizi hayat yolunda güçlendiriyor diye düşünüyorum. Acı karşısında yaşadığımız şey çok ağır gibi
gelse de, zamanla anlıyoruz ki altından kalkamayacağımız kadar büyük gelen,
bizi ezen, yok olacağımızı sandığımız yük, bizi güçlü,hırslı yapmıştır. Tecrübe
kazandırmış, bir daha olduğunda
vereceğimiz kararları belirlememize yardımcı olmuştur. Bizim güçlü
olduğumuzu, yıkılmamamız gerekiğini göstermiştir. Kendimize güvenmemizi
sağlamıştır. Eğer ölmemişsek hala yaşıyoruz demektir, hala yaşıyorsak bir umut
var demektir. Umut eden insan güçlenir, inanır. Hatalarından ders çıkarır.
İnsanoğlu savaştıkça güçlenir. Savaştan galip çıktıkça güçlenir. Ağır yaralar
aldıkça güçlenir. Önemli olan direnebilmektir. Başımıza gelen her türlü kötü
olayı,çektiğimiz acıları unutup tekrar gülümseyebilmektir önemli olan. Her
zaman için, bir şeyleri düzeltmek için çabalamak gerekir. Pes etmek
güçsüzlüktür.
Ben kendine güvenen, inanan, biraz hırslı,
biraz inatçı olan her insanın gün geçtikçe ölmeyip güçleneceğine
inananlardanım. Sakın unutmayın, öldürmeyen acı güçlendirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder