16 Ocak 2015 Cuma

9. SINIFLARIN EVP KAPSAMINDAKİ KOMPOZİSYONLARI

BORA GÜZELANT


                               ADALETE GÜVEN

Adalet herkese ve toplumlara hakkı olanın verilmesini hedefleyen, eşitliği sağlayan ahlaki bir ilkedir. Adalete herkes ve tüm toplumlar güvenmelidir. Adaletten herkes yararlanmalıdır. Adalet herkese ve dünyadaki tüm toplumlara eşit ve adil davranmalıdır.

Kitaptaki adaletsiz olan acımasız savaşçılar Juan Juanlar, yerli Kazak halkındaki genç, diri ve güçlü savaşçıların kafa derilerini yüzüp deve derisiyle kapatıp çölde kurumasını bekleyen gaddar savaşçılar- dır. Bu sınavdan çoğu ölür ama sağ çıkarlarsa bu genç savaşçılardan bazıları bu acıdan dolayı geçmişlerini bile unutlar. Bu savaşçılara Juan Juanlar “mankurt” adını vermişlerdir. Juan Juanlar bu genç savaşçıları kullanarak Kazaklara ait yerleri ele geçirirler. Bu gepegenç savaşçılar o hafıza silme işkencesinden sonra kendi öz analarını bile öldürürler. Kitap dışında bakarsak eğer Juan Juan lakabını Türklerden korkan Çinliler Türklere vermişlerdir. Anlamı tam olarak küçük zayıf böceklerdir. Bana kalırsa Türklerden korkup böyle bir isim takmak matığa karşı gelmektir. Ama Türklerin hepsi böyle değildi. Bu Türkler en eski olan Orta Asyalı Türklerdi. Yani ellerindeki tüm toprakları başka milletler ele geçirmişlerdi. Juan Juanlar da kendilerine toprak arıyorlardı ama Kazaklara zarar verip kendilerini katlettiriyorlardı.

Juan Juanlar kesinlikle adaletle iş yapmıyorlardı. Kazaklara saygısızlık yapıp onların topraklarını almışlardır. Ama çok fazla Juan Juan olmadığı için zamanla sayıları azalmış ya da Kazakların içine karışıp soyları tükenmiştir.
DOĞUKAN GÜLTEKİN


                                                               Çeliğe Su Vermek

       Demir o kadar sağlam bir maden değildir.Demir çelik olunca sağlamdır.Demirciler demiri ısıtıp suya sokarlar.Bu işlemi bir kaç kere tekrar edince demir, çelik olur.Sağlamlaşır.Bu olay insanın acılarıyla tecrübe kazanıp güçlenmesine çok iyi bir örnektir.İnsan başta kırılgandır.Yaşadığı acılarla,heyecanlarla yoğrulur,güçlenir.

       Hepimiz acılar yaşadık.Bu acılardan ders çıkarmasını bilenler güçlendi.Kendine yetmeye  başladı.Ders çıkaramayanlar hatalarını tekrar edip durdular.Yeni acılara yelken açtılar.Ders çıkaranlar ise her acı yaşadıklarında bunu sindirdiler güçlendiler.Çelik oldular.Dersler çıkaramayanlar demir kaldılar.

       Tecrübe'nin sözlük anlamı:İnsanın zamanla elde ettiği bilgi birikimidir.Fakat bana göre tecrübe insanın çektiği acılar,kandırılmalar vb yüzünden aldığı ve kazandığı bilgilerin ve derslerin toplamıdır.Bu tecrübelerin toplamları ile güçlenen insanı kırmak çeliği kırmak kadar zorlaşmıştır artık.Önemli olan hatalarımıza üzülüp,acılarımıza ağlamayı bırakıp gücümüze güç katmaktır.

       ''Başarının sırlarından biri  geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.''diyen Mark Kay da öldürmeyen acının,dertlerin,başarısızlıkların bizi güçlendireceğini söylemek istememiş midir?Leonardo Da Vinci ise şu sözüyle aynı gerçeği vurgulamıştır:''Engeller beni durduramaz  her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir.''

         Herkes bu hayatta farklı acılar çeker.Ama bu acıların ortak yanı bilinçli insanların elinde bir kılıç haline gelmesidir.Hem de çelikten...Kılıcı olan güçlüdür.Bu güç yürekten gelen manevi bir güçtür.Maneviyatı sağlam olan hiç bir zaman acılara mağlup olmaz,yıkılmaz,yenilmez.Ne zaman ki acılar bizi umutsuzluğa düşürür o zaman gücümüzü kaybeder yenilmeye mahkum oluruz.

         '' Unutmam acı tatlı ne varsa hazinemdir.Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem.Acıdan geçmeyen hayatlar biraz eksiktir.''diyor Sezen Aksu.

         Ne kadar doğru söylemiş değil mi?...

  DORUK ÇAĞICI
 
                                                        

Öldürmeyen Acı Güçlendirir                                                                    

İnsanlar geçmişte çektikleri fiziksel veya zihinsel acıları yaşadıktan ya da anladıktan sonra bu acılara karşı bağışıklık kazanır. Başımıza gelen kötü şeylere bir şey uğruna tahammül etmemiz en iyi örneğidir. Bazı insanlar, dini inançlar veya belli bir olay uğruna bu acıyla savaşıyorsak herzaman başımıza gelen olay bizi daha güçlü, daha dayanıklı kılar. Özellikle bir insan uğruna yaşanıyorsa bu acı gerçekten kişiyi manevi açıdan güçlendirir. Hikayeninde asıl konusu budur. Bu kadar acı veren bir sakatlık sürekli ameliyat masasından geçiyor ama birtürlü iyileşmiyor. Nüzhet’ i çok sevmesinden dolayı ve ona ulaşamaması nedeniyle acıları çok derecede artıyor ve artık neredeyse tahammül edemeyecek hale geliyor. Bundan sonra bir gece genç çok rahatsızlık çekiyor ve gencin hastaneye gitmesi gerektğini söylüyor paşa. Nüzhet’ in annesi kızına gencin mikroplu olduğunu söyleyince genç çok üzülüyor ve evden ayrılma kararı alıyor. Nüzhet’in buna inanması ve desteklemesinden korkuyor. Bu yüzden ayrılıyor. Onca ameliyattan ve üzüntüden sonra genç paşanın hastalığı üzerine Nüzhet Doktor Ragıp ile nikahlanıyor. Bahsettiğimiz gibi insan tutunacağı bir dalı olursa büyük acılara tahammül edebilir. Nüzhet ile birlikte olamıyacağı kesinleştikten sonra artık tahammül edemiyor. Birkaç ay boyunca hapisahane olarak tabir ettiği hastanede kalıyor. Aylar geçiyor ve ameliyatla bacağı kurtuluyor ama yürüyemiyor. Annesi tarafından taburcu edildikten sonra hastaneden sancısız ayrılıyor ve bir daha aşık olduğu Nüzhet’ i göremiyor.


ELİF GİZEM GENÇ
 
DİRENEBİLMEK
    İnsanlar yaşamları boyunca pek çok duyguyu tadarlar. Neşe, sevinç, hüzün, öfke, keder, heyecan, keder,korku… Bütün bunlar biz insanların zaman zaman yaşadığı duygu yağmurundaki sağanaklardır. Özellikle,acı.  Çok daha farklıdır, insanın canını yakar. Üzer, olmadığı biri olmaya zorlar. Bunlara karşı dirençli olmak ise bizim tercihimizdir.
    Ben acıyı insanın vücuduna verilen bir aşı olarak algılıyorum. Nasıl ki bebeklikten bu yana zaman zaman yapılan aşılar bizleri hastalıklara karşı güçlü yapıyorsa, ömrümüz boyunca karşılaştığımız acılar da bizi hayat yolunda güçlendiriyor diye düşünüyorum.  Acı karşısında yaşadığımız şey çok ağır gibi gelse de, zamanla anlıyoruz ki altından kalkamayacağımız kadar büyük gelen, bizi ezen, yok olacağımızı sandığımız yük, bizi güçlü,hırslı yapmıştır. Tecrübe kazandırmış, bir daha olduğunda  vereceğimiz kararları belirlememize yardımcı olmuştur. Bizim güçlü olduğumuzu, yıkılmamamız gerekiğini göstermiştir. Kendimize güvenmemizi sağlamıştır. Eğer ölmemişsek hala yaşıyoruz demektir, hala yaşıyorsak bir umut var demektir. Umut eden insan güçlenir, inanır. Hatalarından ders çıkarır. İnsanoğlu savaştıkça güçlenir. Savaştan galip çıktıkça güçlenir. Ağır yaralar aldıkça güçlenir. Önemli olan direnebilmektir. Başımıza gelen her türlü kötü olayı,çektiğimiz acıları unutup tekrar gülümseyebilmektir önemli olan. Her zaman için, bir şeyleri düzeltmek için çabalamak gerekir. Pes etmek güçsüzlüktür.
    Ben kendine güvenen, inanan, biraz hırslı, biraz inatçı olan her insanın gün geçtikçe ölmeyip güçleneceğine inananlardanım. Sakın unutmayın, öldürmeyen acı güçlendirir.
 
 

 

 

                                                                                                  

            



                                                   

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder