10 Şubat 2016 Çarşamba
KARALANMIŞ BEYAZ
Hayat öyle bir şey ki bize gösterdiği her şeyin aslında çarpıtılmış bir görüntüden ibaret olduğunu en başta anlayamamamızı bir şekilde sağlıyor. Süslüyor püslüyor, içinin de öyle olduğunu düşünmemizi zorlanmadan sağlayabiliyor. Bunun karşıtı olarak bir şeyin dışını karalayıp, kirlenmiş şekilde göstererek içini görmek istemediğimize ikna ediyor bizi. Kitabı kapağına göre yargılıyor, sırf başkaları birkaç bir şey söyledi diye okula gitmeden derslerden korkabiliyor, tanımadığımız insanlar hakkında kendimizden emin bir şekilde atıp tutabiliyoruz. Gördüklerimiz ve duyduklarımız bizi kör ve sağır ediyor. İşte burada ön yargının yüzeysel kölelerine dönüşmüş oluyoruz.
Neden bu kadar kolay yargılayabildiğimize gelince, bu insanın doğasında var. Çünkü insan, anlamlandıramadığı şeyden korkar. Garip, tuhaf, değişik kelimeleri aslında çözülememiş olanı ürkeklikle anlamlandırmaya çalışılırken ortaya çıkmış, anlamı değişken olup, bazen kötüye yorulabilen sözcüklerdir. Fakat insan çoğu zaman garip kelimesini yakıştıracak olgunluğa sahip olamayabilir. Çünkü kendisinden farklı şeyi dışlamak kolaydır. hem kendisini anlamak için zorlamamış olur hem de onu dışlayabilecek güce sahip olmak, olduğunu düşünmek kendini iyi hissettirir. Kötü yakıştırmalarını ya da ‘’farklı’’ya olana çirkin bakış açısını diğer insanlar arasında yavaş yavaş yayarak farklı’yı dışlar. Bir de dışlananın dış görünüşü insanlarda tedirginlik hissi uyandırmaya müsaitse, o şey veya kişi kolayca yabancılaştırılmış olur. Vücudundan dışlanır, düşüncelerinden, zevklerinden dışlanır. Sonunda korku saçan bir varlığa dönüşür. Hiçbir şey yapmadığı halde yanlış anlaşılır. Bu oldukça trajik bir olay olmasına karşın herkesin yaşatıp, yaşayabileceği bir durumdur. Şayet birisi uçurumdan atlayabilecek cesareti gösterirse denizin derinliklerinin masumiyetini görebilir. Bulanık suların beslediği çamurun ardında korkulacak bir şey yoktur ki! Asıl korkulacak olan insanı çamurun kötü olduğuna inandırandır.
‘’Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler. Görünürle ilgilendiler, içeriğine bakmadılar. Oysa aynı kiri barındıran siyah aklanmıştı daha tehlikeliyken.’’
DAMLA ATAŞER
9/A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder